30 Aralık 2013 Pazartesi

OZZY HİT'S 2013 ...



OZİ HİT'S 2013  yıllardır artık gelenek haline geldi , geride bıraktıgımız  yılın en iyi en populer sarkılarını listelemeye calıstım ...

yalnız sunu en basta acıkca belirteyim , bu yıl muzik pıyasası cok sonuk geldi bana git gide eski havasını kaybediyor sanki ...

1- JUSTIN TİMBERLAKE- MİRRORS 





2- EMİNEM feat RİHANNA - THE MONSTER





3- PİNK feat NATE RUESS - GİVE ME A REASON



4- AVİCİİ - WAKE ME UP




5- SWEDİSH HOUSE MAFİA - DONT YOU WORRY CHİLD





6- MACKLEMORE & RYAN LEWİS feat RAY DALTON - CAN'T HOLD US 





7- CALVİN HARRİS feat ELLİE GOULDİNG - I NEED YOUR LOVE





8- TİNNİE TEMPAH feat  ELLA EYRE - SOMEDAY





9- DAFT PUNK feat PHARELL WİLLAMS -GET LUCKY





10- 2 CHAİNZ feat WİZ KHALİFA - WE OWN IT





11- JAY-Z feat JUSTIN TİMBERLAKE - HOLLY GRAİL



12- LORDE -ROYALS





13- MADCON feat KELLY ROWLAND - ONE LİFE





2014 'de daha guzel sarkıları listelemek uzere  ....
                   
                                                                                  To Be Countinued :)

28 Aralık 2013 Cumartesi

TEK BİR TAKIMA GONÜL VERMİŞ EFSANE FUTBOLCULAR...

Futbol oyunu britanya adasında ilk kez kesfedilip oynanmaya baslandıktan , günümüze gelene kadar endüstriyel bir yapıya donustu ...milyar euro'ların dondugu bu yapıda duygusallık bir tarafa atıldı , artık dunya futbol piyasasında tek gercek vardı profesyonellik ...ben alacagım paraya bakarım arkadas zihniyeti beraberinde duygusuz oyunları getirsede biz 90 kusagındakiler en azından gercek dunya yıldızlarını izleme fırsatı bulduk diye dusunuyorum ,bir ronaldo bir zidane bir beckham bir inzaghi ,bir sheva bir raul bir ruud van nisterroy  bir roy makkay oyle hemen unutulacak isimler degildi ...

Ama bazı isimler vardı ki  aidiat duygusunu sonuna kadar yasayan , yasatan isimler , bugune kadar yalnızca tek bir takımın renklerine gonul vermiş efsane  isimleri anlatmaya calısıcam sizlere ...

şoyle kabaca bir liste yapıcak olursak, tabiki dunya futbol tarihine gecmiş cok onemli  isimler var ama ben izleyebildiklerimi sizlerle paylasmak isterim 2000'li  yıllara damga vurmus isimler olucak dogal olarak bu listede...bir cogu onlarca transfer teklifini milyonlarca euroyu reddeden cok buyuk isimler ..

FRANCESCO TOTTİ - ROMA



Boyle bir liste yapılıyorsa eger listenın kesinlikle en basına yazılacak isim francesco totti'dir ... Roma imparatorlugundan sonra roma sehrinın gordugu en guclu figurlerden biri ...roma formasını 20 yıldır aralıksız her sezon terleten bir isim , 2010 altın ayak odulu sahibi ,bu forma altında 230 gole imzasını atmıs tam bir efsane ...şahsen dunyanın en iyi ofansif ortasahalarından biri , bir ara real madridin kapısından donsede yinede milyon euroları bi tarafa itip kat ve kat fazlasını kazanabilecegi sartlar varken  belkide yarı fiyatına romada kalmayı tercih etmiş biri gerci suan yıllık 8.6 milyon euro kazanıyor Roma klubunden   , şu sıralar 37 yasında olan totti , 3 yıl daha roma formasını giymeyi planlıyor 40 yas totti icin emeklilik adına  ideal bir yas olsa gerek ...


GİANLUİGİ BUFFON - JUVENTUS



İtalyanlardan basladık madem  listelemeye buffon'u pas gecmek olmaz tabiki ,peşinen soyleyim şu donemde en iyi 3 kaleciden birisidir kanaatimce bayern munihli neuer ile birincilik ile ikincilik arasından gidip gidip geliyorlar ...Parma altyapısında yetişmiş bir isim 98 -2001 yılları arası parmada gorev yapan buffon 2001 yılının transfer doneminde yanlıs hatırlamıyorsam 32 milyon euro civarında bir ucret karsılıgında juventusa gecmişti ...bu fiyat onu dunyanın en pahalı kalecisi konumuna getirmişti,bu rekor hala da kırılamadı diye biliyorum  ikinci sıradada manuel neuer var  27 milyon euro ile...neyse konumuza tekrardan donersek 2001 yılında giydigi siyah beyazlı formayı bugune kadar hic cıkartmadı  buffon juventus kume dustugu sezon  takımın dagıldıgı en kotu durumlarda bile o juve yi hic bir zamanyalnız  bırakmadı ....hatırlayın o gunleri juventusun muthiş bir kadrosu vardı kume dustugu haberi duyuldugu an fabio capello istifa etti ardından ibrahimovicler,emersonlar,cannavarolar,vieralar ve bir suru isim takımdan ayrıldı ...ardından buffon nedved del piero uclusunden nedved'ın yaptıgı  futbolcular gider adamlar kalır konusması tarihe gecen bir konusmadır ...buffonun kalitesine kimsenın soyleyebilecegi bir şey yok italya milli takımı ile juventus ile yaptıkları ortada ama  işte bu tur vefalı  ornek davranısları onu efsaneler arasına sokuyor ...


ALESSANDRO DEL PİERO - JUVENTUS



Buffon icin soylediklerin aynı sekilde del piero icinde gecerlidir...o italya futboluna ismini altın harflerle yazdıran gercek bir star , 93 yılında giymeye basladıgı juve formasını 2012 yılına kadar sırtından cıkartmadı , fakat juventus ona son doneminde gerekli vefayı gostermedigı kanaatindeyim cok guzel ihtişamlı bir jubileyi fazlasıyla hakediyordu ...teknık direktor conte nın yuzunden suan avustralyada fc sydney forması giysede o hala juveli del piero benım icin...

peki del piero kimdir derseniz ?

juventus tarihinin en golcu oyuncusu derim ,
italya futbolunun serbest vurustan en cok gol atan oyuncusudur derim ,
juventusun bu 20 yıllık donemde kazandıgı 8 serie a sampiyonlugunun en buyuk yapı taslarından birisidir derim,
97 ve 98 senelerinde sampiyonlar ligi gol kralı olmustur derim
2002 avrupa yılın futbolcusu odulu kazanmıstır derim
2007 altın ayak odullu muthiş bir sag ayagı var derim
yani kısaca Alessandro Del Piero icin tam bir fenomendir derim...

 ,italya milli takıınında da az buz işler yapmadı alessandro 91 kez formasını giydigi italya milli takım forması altında buyuk basarılar yakalamıs dunya kupalarında avrupa kupalarında finaller kupalar gormus  bir isim heleki 2006 daki almanya macında attıgı bir gol varki belkide italyanlara kupayı getiren goldu o gol...

STEVEN GERARD - LİVERPOOL






Steven gerard ingiltere futbolunun gelmiş gecmiş en buyuk futbolcularından birisi ,Kop tribunlerinin 1 numarası , kırmızı beyazlı forma ile 450 den fazla maca cıkan gercek bir kaptan ...Bir kez Fifa yılın futbolcusu odulu sahibi ,3 kez ingilterenın en degerli oyuncusu odulu sahibi ,uefa kupası ve sampiyonlar ligi kupasını kaldırmıs gercekten efsanevi bir isim canlı olarak izledigim en iyi orta saha oyuncusu diyebilirim simdilerde eski formundan cok uzak olsada gerard her zaman gerard dır ...dunyanın en iyi 8 numarasıdır...


İKER CASİLLAS - REAL MADRİD




17 yasında daha cocukken o formayı giymeye basladı casillas ve raul ikilisi ,kolay degildi ekonomik bakımdan dunyanın en zengin klubunde 17 yasında banko oynamak ama o gunlerden bugunlere gonulden "Hala Madrid " diyebilen ender isimlerden birisidir kendisi  ,İspanya milli takımının kaptanı ve  raul ve guti den sonra real madrid de kaptanlıgı alan iker  şu sıralar kalesinin tek sahibi olamasada yinede cok buyuk bir isim ispanya adına real madrid adına...


RYAN GİGGS - MANCHESTER UNİTED




Manchester city altyapısında oynarken alex fergusonun evine kadar gidip ikna ettigi bir futbolcu ..1990 yılıılnda baslayan manu kariyeri hala devam etmekte kolay degil ust duzel bir ligde 23 sene aralıksız oynamak ..bu sezon son bu sezon son diye diye 40 yasına geldi yaslı kurt yine bu sezon sozlesmesi bitiyor,tabi sozlesme boyle isimlerde ne kadar onemli oda ayrı tabi ...soyle ozetleyim alex fergusonun manu da ne kadar basarısı varsa ryan giggs'in de hepsinin  altında imzası vardır ...bu arada dogal olarak sampiyonlar liginin en cok forma giyen oyuncusudur kendileri ...

XAVİ HERNANES - BARCELONA



Futbola henuz 11 yasında la masia da baslayan xavi o gun bugun bordo mavi formayı giyiyor ...barcanın uyguladıgı sistem olan tiki taka sisteminin işlemesini saglayan en onemli unsurudur xavi ..By Pas olarak bilinen usta ayak bugune kadar golleriyle degil asistleriyle konusulmustur ...50 den fazla futbolcuya 200 den fazla asist yapmıs bir isim bu muthiş bir rakam gercekten yani futbol zekası cok ust seviyede bir isim ..şu sıralar 33 yasında daha da yolu var gibi gozukuyor ...

CARLES PUYOL -BARCELONA 




Şimdi sıra savascı bir isimde bugune kadar gordugum en iyi 3 defans oyuncusundan biri xavi gibi oda la massia dan cıkmıs bir yetenek bugune kadar 400 e yakın maca cıkmıs barca formasıyla sayısız kupalar kazanıs gercek bir kapatan ...saf katalan oldugu icin bu yuzden barca taraftarında onun yeri cok ama cok farklı ...

MASSİMO AMBROSSİNİ - AC. MİLAN 




Bu listede olmasına sasırabilirsiniz belki cok buyuk bir yıldız degilde ama 15 yıl formasını giydigi milan takımının dinamosuydu adeta gattuso ambrossini pirlo uclusu uzun yıllar basarılara sahip olan bir orta saha kurgusu yaratmıslardı milanda ve milli takımda ...mac icinde ambrossini'nin durdugunu gormek neredeyse imkansızdı...

GARY NEVİLLE - MANCHESTER UNİTED 




Manchester united ve milli takımda yıllarca sag bek sorununu ortadan kaldırmıs bir isim ,tam bir istikrar abidesi 19 yıllık kariyerinde  400 mac manchester united'da 85 mac milli takımda muthiş rakamlar bunlar muthiş   ...onunde eric cantona david beckham cristiano ronaldo gibi hucumcu oyuncuların oynamasına ragmen defansif anlamda sorun yasatmazdı takımına hic bir zaman  ...hane simdiki bekler on taraftakiler yardıma gelmiyor diye yakınıyorlarya işte neville zamanında boyle seyler yoktu bilirlerdiki arkaları saglam ...

PAUL SCHOLES - MANCHESTER UNİTED



ryan giggs gibi gary neville gibi oda ferguson yonetiminin en onemli yapıtaslarından birisiydi... 20 yıla yakın formasını giydi kırmızı seytanların 497 mac 107 golluk bir performansı mevcut  ...

aslında fergusonun basarısının en onemli faktorleriydi bu isimler takım oyuncusundan cok takımı sahiplenmişlerdi ve gercekten 2000 lere damsasını vuran bir manu izlettiler bizlere ...

JAVİER ZANETTİ - İNTER



1973 dogumlu bugunlerde tam 40 yasında olan zanetti hala interde kaptanlıgını devam ettiriyor ..550 civarı bir maca cıkmıslıgı var zanettinin inter formasıyla sadece seria a da gerisini siz dusunun artık ... futbolu basit oynayan tipik bir sag bek goruntusu cızer yıllardır zanetti ama zaten onemli olanıda futbolu basit oynamak degilmi ...bu arada arjantin milli takımının bugune kadar gelmiş gecmiş en fazla forma giyen oyuncusudur...

PAOLO MALDİNİ - MİLAN 



Veteran futbolcu tanımına yeni bir boyut getiren efsanevi bir isimdir maldini ...41 yasında emekli olup ,kırmızı siyahlı milan formasını aralıksız 25 yıl terletip bu surecte  toplamda 877 maca cıkmıstır...buna milli takım kariyerinide ekledigimiz zaman 1000 e yakın bir rakam ortaya cıkıyor ki gercekten kırılması zor bir rekor gerceklestirmesi zor bir olay ..maldini ve milan hikayesini dahada ilgi cekici hale getirecek olan ise babası cesare ile oglu christian'ın milan forması giymiş olmaları ...uc kusak milanlılar yani :)


DANİELE DE ROSSİ - ROMA



Yani bir takım kursam biri bana o yetkiyi verse merkezi ortasaha yani defansıf orta saha olarak listeme dahil edecegim ilk isimlerden birisi daniele de rossi olur  ... romanın orta sahasını ayakta tutan bir savascı o , tottinin golgesinde kalsada oda roma klubunu hic bir kosulda terketmeyenler arasındayerini almıstır, (gerci yılda 10 milyon euro ya yakın bir ucret alıyor roma klubunden )...  bugune kadar 300 e yakın maca cıkmıs roma formasıyla de rossi ...italya milli takımında ise 90 maca cıkmıs ...son olarakda adamın ismi cok  fena yaa daniele de rossi muthiş bir kafiye muthiş bir uyum :)




ilk anda aklıma gelen isimler bu sekilde tabiki unuttugum onlarca isimler var suan biliyorum onlarıda ikinci bolume sakladım  ...




27 Aralık 2013 Cuma

Beşiktaş'tan Dortmund yaratmak ...


Beşiktaş ,beşiktaşlıların dinmek bilmeyen kanayan yarası ...beşiktaslılara gulmeyi haram sayan bir yonetimin eseridir  bu tablo ilk yarı sonunda liderle suan 9 puan pazar gunu galip geldigi an 12 puan fark ...oyle kolay kolay hazmedilir yenilir yutulur bir fark degil...

Şimdi gelelim esas meseleye beşiktas yonetimi ne yapmak istedigini bilmiyor ...beşiktasın formasının oldugu yerde herzman sampiyonluga oynar sozu maalesef buyuk bir palavradan ibaret şu sıralar  ..yonetim bir şeye karar vericek ya kısa vadede basarıya sampiyonluga oynayan bir takım yaratıcak ,yada genc dinamik isimlerle ucuz ama çalıskan disiplinli basarıya ac bir ekip yaratmak istegi yani kısacası borusia dortmund modeli ..o modelide gectigimiz gunlerde detaylı bir sekilde anlatmıstım oyle 6 ayda olucak iş degildir oo ...

Beşiktaş'ta yapılmak istenen proje bu ise bunun medyaya, taraftarlara, genel kurul uyelerine dogru bir şekilde anlatılmadıgı gorusundeyim ...neden cunku beşiktaştan sampiyon bir takım gibi oynanması isteniyor su donemde fenerbahce ile galatasaray ile kıyaslama yapılıyor ki bu cok ama cok yanlıs ...cunku beşiktasın min 2 yada 3 seneye ihtiyacı var ...bilic kafamdaki projenın hocası diyorsan resme genel hatlarıyla bakıcaksın gunluk anlık sonuclara bakmadan elestrilere aldırıs etmeden yoluna devam ediceksin ...tabi bunun icin birazda yurek lazım :=) bilic'in de bu tarz bir teknik direktor oldugunu da dusunmuyorum buda benım gorusum ...

Sistemin işleyiş sekli bu olmalı ,bu sistem dogrudur demiyorum ama boyle bir prıje varsa aklında yapılısı budur ...Fanatik bir beşiktaslı olarakda bu sistemi şahsen destekledigim soylenemez turkiye sevincleride huzunleride ust sınırlarda yasayan bir ulke 3 yıl olumsuz giden bir beşiktas takımın basında 4. yıl basarılar gelicek diye bir insan barınamaz barınmamalı dunyada da bu modeli uygulayabilen cok az sayıda klupler var yani kısacası dortmund olmaktansa bayern munih olmayı tercih ederim ...

hersey bir yana cok net bir sorum olucak ..o sezon basındaki ilk 4 haftadaki beşiktasa ne oldu cidden yaa ?



21 Aralık 2013 Cumartesi

YOK ARTIK STALLONE !!! THE EXPENDABLES 3 ...



Bugune  kadar onlarca yuzlerce belkide binlerce film izlemişimdir hesaplamalarıma gore iki bin cıvarında dolanıyorum suan  ...cok iyi oyuncuların aynı filmde bulustugu filmleri hepimiz az cok hatırlarız işte şunlar oynuyor bunlar oynuyor deriz zaman zaman  ama bunun bir ust sınırı vardır tamam kadro muhtesemdir fakat bazende asırı yıldız yuklemesi  senaryo acısından sıkıntılı bir durumdur yıldızları izlerken bir anda filmin ritmi bozulur ve ne oldugunu anlayamadan film bitmiş olur ,izleyeciler bazen o  kadrolardan beklediklerinı bir turlu bulamazlar ,futbol tabiriyle konusucak olursak nasıl ki  bir takımda 11 tane messi aynı anda oynayamassa  aynı sekilde filmlerdede ust duzey yıldızların oynaması bazen balans ayarını bozabilir ...konuya elestrilsel girdigimin farkındayım birazdan baya baya ovucem cunku ,kendimle de celişiyor olabilirim ama bu kadroya da insanın bişey soylemesi  gelmiyor ,bu kadar ust duzey oyuncular bir filme toplanmıs yemişim senaryosunu gorsel efektini parkta oturup cekirdek cıtlatsınlar 2 saat boyunca onuda izleriz yani sıkıntı yok ....

sonunda  gelicegim konu ise hollywood allstar team diye isimlendirdigim Sylvester Stallone onderligindeki  The Expendables serisi ...bugun itibarıyle serinin 3. filminin fragmanı yayınladı soyle son guncellenmiş kadroya bir baktım oyle kaldım normal şartlarda kadro ilk olarak 2010 yılında  boyle start vermişti beyazperdeye ;

Sylvester Stallone
Jason Statham
Jet Lee
Dolph Lundgren
Mickey Raurke
Brucce Wills
Arnold Schwarzenger
....



Ardından 2012 yılında serinin ikinci filmi geldi ana kadro yıne aynıydı  fakat bu sefer yeni eklenen isimler cok etkileyiciydi ayrıca ilk filmde pek fazla gozukmeyen brucee wills ve arnold schwarzenger ikilisi bu sefer filmin daha da icinde yer almıslardı serinin ikinci filminde kadroya dahil olanlar ise  ;

Chuck Norris
Jean Claude Van Damme
Liam Hemsworth,

film artık farklı bir boyuta gecip kendi hayran kitlesini olusturup  seriye donustu gişede beklenen basarıyı bir turlu saglayamasada bundan boyle Stallone artık egosunu tatmın ediyor diye dusunuyorum  ,filmin konusu kurgusu gorseli, efektleri ,senaryonun akıcılıgı filmin işleyişi iyi kotu orası ayrı bir konu ama yadsınamaz bir gercek varki  her ne olursa olsun bu filmler tarihe geciyor ,stallone adeta  ben yaparsan en kralını yaparım  der gibi,bundan 10 yıl yada 20 yıl sonra belkide bu filmler hatırlanıp aynı bizim suan dedigimiz  gibi ne kadroymus be arkadas diyeceklerini hissediyor onun icin ugrasıyor ...

gelelim bugunlere serinin 3.Filminin fragmanını bugun gordum ve daha sonra bu yazıyı yazmaya karar verdim ,şoyle ifade edeyim yukarıda yazdıgım isimlere  son filmde eşlik edecek isimler ;


Antonio Banderas
Harrison Ford
Mell Gibson
Wesley Snipes

yani fazlada yoruma gerek yok aslında ustatlar en iyisinı yapar gibime geliyor ...


filmde tabiki eleştrilecek bir cok konu var fakat işin ilginc yani bu super kadroda hic aktristin bulunmaması , cok buyuk eksiklik bence şimdi bir catherine zeta jones, bir charlize theron bir angelina jolie bir sandra bullock olsa kotu mu olur yani :=)

buda serinin ikinci filmi hakkındaki yazım  gecen surede gorusum pek degişmemiş ...

http://ozifff.blogspot.com/2012/08/dunyann-tartsmasz-en-iyi-kadrosu.html


 Dunyanın gelmiş gecmiş en iyi oyuncu kadrosuna sahip filmini izlemek icin 8 ay bekliyecegiz maalesef agustos ayında gosterime giriyor ...

benden bu kadar ustatlara saygılarımı sunuyor ve noktamı koyuyorum .



 

20 Aralık 2013 Cuma

Gelecegin Adele'si "Ella Eyre "


bu yazıyı kayıtlara gecsin diye yazıyorum 3 yıl sonrasının yeni Adele'lini goruyorum dinliyorum simdiden...

 2013 'un son demlerinde tanıstım aslında bu şahane sesle sonra kim bu acaba filan derken biraz arastırdım ki google ve wikipedia saolsun  "Ella Eyre" adında 1994 dogumlu bir ingiliz kız cıktı karsıma ,neyse biyografik bilgileri bir tarafa bırakırsak ...

3 sarkısını dinleyerek bu yorumları yapıyorum , eger bu sarkılarda dinledigim ses katkısız saf birşekilde kendi sesiyse eger ki akustik versiyonlarında canlı performanslarıda oldukca iyi duruyordu  ,üc yada dört yıl sonrasının adele'sini simdiden dinliyormus olucam  ...

adele ve emeli sande karısımı ,muthiş bir ses harika bir ses kontrolu var dogru produktorlerle calıstıgı an bir dunya starı potansiyeli haliyle fazlasıyla mevcut...

demiştimya bu yazıyı bilerek kayıtlara gecsin diye yazıyorum belli mi olur belki ilerde lazım olur ...







11 Aralık 2013 Çarşamba

T.T Arena'nın zemini yine yeniden sınıfta kaldı ...


bu yazıda sizleri teknık konularla biraz sıkıcam ama benım meslegim bu sonucta bir iki sey soylemesem olmaz en azından aklınızın bir tarafında kalır bu bilgiler diye dusunuyorum ...

malumunuz kar istanbulu iki gundur esir almıs durumda , İstanbula ilk defa kar yagmıyor tabi bunu hepimiz biliyoruz ama , benım gelicegim nokta dun aksam oynanan galatasaray juventus macındaki o bitap haldeki zemin ...

İstanbul Üniversitesi Orman Fakultesinden mezun olmus biri olarak cim alan bakımı derslerini de gormuslugumuz vardı tabiki  halihazırda az cok cimlerden anlarım , az cok diyorum cunku cimlerden anlamak biraz tecrube işi ...birde turkiyede bi yalan var onada deginmeden gecmeyim  lutfen cimlere basmayınız diye ...cimler sizlerin bildigi kadar hassas bitkiler degildir bu parklara veya stadlara bahcelere serilen cimler zaten karısım oldugundan darbelere dayanıklıkdırlar o yuzden uzerine basılmak icin dikilir ...yani o uyarıları dikkate almayınız :)

gelelim esas konumuza son teknolojiye gore yapılmıs 2011 model son sistem bir stadyum zemını ne yazıkki bu hallere dusmemeli .sorun ne olursa olsun bunun bir acıklaması yok ...bizim hocalarımızında onay verdigi drenaj projesi ve uygulaması gecen sene yine bu zamanlarda  sampiyonlar ligi platformunda cluj macında sınıfta kalmıstı resmen zemın ustunde kucuk caplı havuzlar olusmustu ...onu maddonna konserine baglamıslardı o gunlerde ama bence alakası bile  yoktu tabi ...ardından gs yonetimi drenajı bastan sona  degistirdi aynı sekilde  cimleride degistirdi dogal olarak kısın yapıldıgı icin kok salması zordu o gunlerde  fakat uzerinden zamanda gecse  tt arenanın cimleri bir turlu tabiri yerindeyse kaymak gibi olmamıstı ...

dun yasanan tablo da tam bir rezillik 15 dakika kar yagdı zemın perişan halde alttan isitması varmı yokmu kimi var diyor  kimi yok hatta dogalgaz hattı olmadıgı icin calısmadıgı soylentileri var eger bu soylentiler dogru ise iş daha da kotu boyutta demektir ..

neymiş efendim stadın catısı yapılmamıs mıs ... ustu kapansa bu hallere dusmezmişler ... dunyadaki kluplerin hangisinin sahasının ustu kapalı acaba onu merak ediyorum  ... nou camp,vestfallen,allianz arena,old trafford,stamford bridge,guiseppe meazza,juventus arena ,emirates stadyumu,bay arena bu saydıgım stadyumların iklim kosulları inanın bizlerden daha sert daha zorlu geciyor ...catıyı acılır kapanır yapmak maalesef care degil ...

 dunyaya bildigin rezil oluyoruz ... moskovada.kazanda.ingilterede,almanyada ,danimarkada isvecte norvecte maclar cok dogal bir şekilde oynanabiliyorsa buda bizim ayıbımız kimse kusura bakmasın ...bakın gorun uefa 1 aya kalmaz yenı sezon icin ekip gonderip inceleticek zaten bu incelemeler yapılıyor fakat tt arena mimlendi artık bi kerebu incelemeler daha sık yapılabilir....

dun hakeme cok elestriler vardı fakat adam haklıydı pilot kameradan mac  oynanabilir gozuksede yakın planda berbat bir zemınde 15 cm lik cukurlar olsumus balcık haline donusmutu o zemın  bide ustune kar temizleme calısmaları adı altında tahta levhalar devreye girince cimler iyice kendinden gecip beni bi rahat bırakmadınız der gibi bırakmıslardı kendilerini ...

şunu soyleyim o zemin ilk yarıyı kapattmı maalesef subattan once toparlanması cok zor gibi gozukuyor...

peki neden hep tt arena'da sorun oluyor?

ilk basta stadyumun fiziksel konumu yanlıs bence ,planlamada ilk once kaba ınsaata onem verilip cim alan ikinci plana atılmıs ...

stadyum zemıni gunes almıyor yaa bundan otesi yok ... ruzgar dengesi, nem oranı , sonucta ormanın icinde sayılır, drenaj sistemınde mı yoksa zemının altındaki vejetetasyonundamı sorun var orasını bilemıcem ..fakat teshis konulup tedaviye acilen baslanmalı baslanmalı...



kucuk bir not : beşiktas yonetimi de insaallah  bu goruntulerden ders cıkartmıslardır ,vodafone arena dunyanın akıllı stadlarından biri olucak deniyor fakat zemını bu hallere dusmemeli ,beşiktasın yeni projesininde en buyuk sorunlarından biri catı kaplaması gibi duruyor gunesi gecirebilen bi maddeden olusuyormus cimlerin yanma olasılıgı cok yuksek ona bir care bulunması gerek diye dusunuyorum ...





8 Aralık 2013 Pazar

Küllerinden Dogan Bir Takım : Borussia Dortmund ...


Düstükleri yerden efsanevi sekilde ayaga kalkan bir takımın bir ekolün hikayesini anlatmaya calısıcam  bugun sizlere ,şu sıralar  herkesin dilinde  Borussia Dortmund'un basarısı fakat bugunlere gelinirken neler yasandı neler işte detaylar ;

Borussia Dortmund Almanyanın tartısmasız en iyi üç klubunden biri Bayern Munihin karsında durabilen bir ekol borrusia nın tarihsel yonune pek girmek istemiyorum burda benım ilgimi ceken yasadıkları yasattıkları "Feda" ile cıkılan yolda ulasılan zaferler ... evet biz beşiktaşlıların gecen sene dilimizden dusurmedigimiz bir sozcuk " FEDA"...Feda olayının ne oldugu nasıl olabileceginin kanıtını dortmund yasattı herkese aslında , oyuzden konuya baslamak icin 1997 senesine gidiyoruz ...

1997 yılının mayıs ayında Borussia Dortmund italyan devi Juventus ile ezeli rakibi Bayern Munihin stadı olan  munih olimpiyat stadında sampiyonlar ligi final macına kozlarını paylasmıstı ...Haliyle bayern munih belki birazda schalke taraftarları haric tum almanya dortmund ekibinin kazanmasını istiyordu ,ozamanlar bayern munihin menajerligini yapan şimdiki baskanı Uli Hoeness'in juventusun golunde bir juventus taraftarı gibi sevindigi hala hafızalardaki yerini korurken .herseye ragmen dortmund sampiyonluga ulasmayı basarmıs ezeli rakibinin stadında kupayı almıs munih sehrinde sampiyonluk turları atmıs tarihinin en buyuk zaferini elde etmeyi basarmıstı ...

28 mayıs 1997 tüm dunyaya ders olması gereken hikaye işte  bu tarihte baslıyordu...Avrupanın en buyuk kupasını muzelerine gotururken kasalarından sadece 1.8 milyon euro transfer harcaması cıkmıstı...sadece bir kupadan daha fazlasıydı Borusssia Dortmund icin altyapı sayesinde kupalara ambargo koyan bir takım haline donusmuslerdi ...

fakat o gunler cabuk gecti ,kendi cıkarttıkları yıldızları ellerinde tutamamaya basladılar ki bu durum  dortmundun mihenk taşlarının yerinden oynaması demekti omurgası bir bir eksilerek bozuluyordu bir sene sonra transfere tam 75 milyon Euro para harcayıp gereksiz isimleri kadrosuna katan dortmund ekibi istedigi oyunu bir turlu oynayamıyor transferlere bir yenısı bir yenısı bir yenısı daha eklenıyordu ...aynı yıldırım demiroren yonetimindeki beşiktas gibi Borussia dortmundun bir kere ritmi bozulmustu son buhrandan once taraftarların sevindigi yıl 2001 yılıydı ligde Leverkuse'ın 1 puan onunde sampiyon olunmus avrupanın 2 numaralı kupasın olan uefa kupasında ise finale cıkılılmıstı...işte kara bulutlar bugunden sonra dortmund bolgesinde daha cok gorunmeye baslayacaktı ...

Harcanan paraların sponsorluk anlasmaları ve sportif basarı sayesinde geri gelegegini dusunen Borussia Dortmund yonetimi aradıklarını bulamıyor ve 2002'de başlayan  kriz giderek  buyuyordu ... Tehlike çanlarının çalmasına ragmen akıllanmayan yonetim o donemde 15 milyon euro'ya evanilson , 8 milyon euro ya frings 'i renklerine baglayıp bu kotu gidişatı dahada hızlandırıyordu ... Bu kotu gidişatta stadını satmak zorunda kalan dortmund neredeyse 190 milyon euroluk borcla iflas noktasına  geliyordu ... İşin icinden cıkılmaz hale gelince baskan yonetim kurulu menarjerleri ile birlikte toptan istifa etmek zorunda kalıyorlardı dortmund taraftarları ise 8 yıl once zafer sarhoslugu yasarken 8 yıl sonra haber bultenlerinde iflas eden takımın taraftarları olarak uzuntu icindeydiler ... karabulutlar dortmund sehrinin ustunu tamamen kaplamıstı artık ...

Dortmund cok zor gunler geciriyordu artık lisans cıkartamama durumuna kadar dusmuslerdi 97 deki finalde juventusu destekleyen munihin menajeri Uli Hoeness 2005 de Borussia dortmunda yardım elini uzatan ilk isim oldu ve faizsiz kosulsuz 2 milyon euro luk bir yardımı  ile dortmund o gunlerde lisans iptalinde kurtulmustu...


Hans Joachim Watzke


Reinhard Rauball borussia Dortmundun yeni baskanlıgına secilmişti ilk hamlesi ise Hans Joachim Watzke'yi futbolun basına getirmesi olmustu ...Bu karardan sonra dortmund'da hic birsey eskisi gibi olmıyacaktı olmadıda zaten ...Watzke teşhisi koymustu radikal kararlar almaya baslamıstı ilk acıklaması ise : Küçülüyoruz...

vee dediklerini de yaptılar mali tablo yavas yavas duzeliyordu temlikler bir bir kalkıyordu fakat dortmund gibi bir takım ligi 13. 9. 6. sırada bitirmesi kabul edilemez bir durumdu bu yuzden thomas doll ile yollarını ayıran yonetim yerine mainz'da muthiş işler basaran  futbol akademisi mezunu Jurgen Kloop ile anlasmaya vardı ...2013 yılındaki basarının temelleri 2008 yılında atılmaya baslanmıstı...Jurgen kloop ve ekibi Hans Joachim Watzke ile birlesip bir fikir ortaya attılar ,bir plan,bir program yaptılar ...kagıt ustunde bu planları yapmak kolaydı fakat bunu uygulamaya gecirmek ise gercekten zordu hemde cok zor...

Jurgen Klopp


klubu mali acıdan duzluge cıkaran watzke artık sportif basarının gelmesi gerektiginin farkındaydı ve uygulamaya gecti ...klopp ile muthiş bir kontak kurup işe basladılar...


Jurgen klopp goreve gelir gelmez teşhisi koyup takımın kimligini bastan asagı degiştirme kararı aldı adeta takımın icini bosalttı ...Robet Kovac , mladen petric , steven pienaar gibi  yıldız gorunumundeki iş yapmayan yuksek ucrette ne kadar futbolcu varsa hepsini teker teker gonderdi ...

fakat klopp'un elinde sihirli degnek yoktu tabi ,düşük maliyetli genc yetenekleri klube kazandırmaya basladı o donemde odenen en yuksek bonservis ucreti 4.5 milyon euro ile subotic'e aitti eski takımı mainz'dan getirmişti ...ardından bu tarz transferler devam etti 2 milyona santana ,schmelzer bedelsiz gelmişti ..dortmund kloop'un geldigi  ilk sezonu 6.sırada tamamlamıstı ama taraftarların ınancı tamdı biliyorlardı basarının gelecegini sonuclar umurlarında bile degildi ...bir sonraki sezonda yani 2009-2010 sezonunda  da aynı sekilde düşük maliyetli transfer poitikası devam etti 4.2 milyon euro ya barrios ve hummels o sezonun dortmund adına en maliyetli isimleri oldu ...1.5 milyon euro' ya lass bendler ile anlasıldı altyapıdan ilkay ve gotze ise a takıma goz kırpıyordu ...o sezonda da dortmund basaıyı saglayamamıstı bu sefer bir basamak yukselerek ligi 5. sırada tamamladılar ...



vee artık bu kadar cefa cekildikten sonra basarı gelmesi lazımdı ...2010 -2011 sezonu dogru proje ve dogru yonetimle basarının gelebilecegini tum dunyaya gosterdigi bir sezon oldu ...kullerinden dogan dortmund yine aynı politikayı izleyerek o donemdeki en yuksek maliyetini 4.75 milyon euro ile Robert Lewandowksi den yana kullandı , japonyadan kimsenın tanımadıgı bilmedigi shinji kagawa 350 bin euro yetiştirme bedeli ile dortmundun yolunu tutmustu 2 sezon sonra o kagawa 22 milyon euro karsılıgında manchester united'a transfer oldu ...nuri şahin gelişimini tamamladı ,mario gotze alman futbolunun messi si olarak lanse edilerek paf takımdan A takıma cıkartıldı artık taslar yerli yerine oturmustu ...veee şampiyonluk sonunda geldi bayern munihe 10 bayern leverkusen'e ise 7 puan fark atarak liderligini ilan etti sarı siyahlı ekip ...bu şampiyonluk bir şampiyonluktan cok daha fazlasıydı ,bu inancın sabrın dogru yapılanmanın oduluydu...

bir sonraki sezon kloop ve ekibinin işi daha da zordu bu basarının tesadufen gelmedigini herkese gostermeleri gerekecekti ,fakat sezona bir suprizle basladılar 10 milyon euro karsılıgında nuri şahin real madrid'in yolunu tutmustu sampiyon sezonun en degerli oyuncusu secilen Nuri Şahin'in ayrılısı bi cok kişiye gore dortmund'un sisteminin cokusu demekti fakat kloop kimsenın goremedigi isimleri onceden gormesiyle mushur olmus bir teknık adam ayrıca  cok zeki bir isim oldugunu bir kez daha gosterdi İlkay Gundogan ve Perisic takıma monte edildi ilk baslarda herkesin bir tereddutu vardı fakat zaman gectikce takım daha savascı daha tempolu oynamaya alıstı...Dortmund bu sezonda basarısının tesaduf olmadıgı gostererek 81 puanla rekor kırarak sampiyonlugunu ilan etti ...ardından almanya lig kupası finalinde bayern munihe 5 gol atarak kupanın sahibi oldu ...

Almanya'da işlem tamamdı şimdi sıra Avrupaya gelmişti... dortmund 2012-2013 sezonunun basında politkasını bir seferligine bozarak Marco Reus'u 17 milyon euro yaa transfer etti artık hedef sampiyonlar ligi sampiyonluguydu ...lig ikinci plana atıldı dortmund'da ...Bu iki sene icinde Bayern munih adeta ligden silinmişti 2012-2013 sezonu basında jupp heynckes ve ekibi işin ciddiyetinin farkına vardılar işleri cok zordu hatasız oynamaları gerekliydi ve onlarda oyle yaptılar bayern munihi o sene kimse tutamıyordu barcelona real madrid bile karsılarında duramıyordu ki dortmund'da duramadı ...

Dortmund'un hedefi avrupa demişti ölum grubuna dusmusleridi o grubu lider tamamladılar ,ardından schaktar,malaga ve real madridi saf dısı bırakıp 16 yıl sonra tekrardan sampiyonlar ligi finalindeydiler ...Rakipleri ise durdurulamayan ezeli rakibi Bayern Munih'ti...

ardından maclar devam ederken mario gotze'nın 39 milyon euro karsılıgında bayern munihe transfer oldugu haberleri donmeye baslandı herkes soktaydı işin dogrulugu her iki takımdan da onaylanmıstı ...yarı final macı oncesi gotze westfallen'e polis kontrolu ile gelebilmişti...kloop acıklama bile yapmıyordu cok sinirliydi dortmund'a ancak bu sekilde bir kotuluk yapılabilirdi ve onuda altyapısından yetiştigi gotze yapmıstı ...final macında sakatlıgı yuzunden oynayamayan gotze boylece finalde kim kazansa evinecek bir isim haline donmustu ...



vee beklenen mac baslamıstı tecrubeli bir takımdı bayern munih tecrubesinı ortaya koydu dortmund bildigimiz gibiydi 45 ile 70 arası baskıyı arttırdı cok iyi oynamaya basladı fakat son dakikalarda sahneye cıkan Arjen Robben dortmund'un hayallerini bitiren golu atıı ve dortmund'lu taraftarlar ruyadan boylece uyanmıs oldu ...

bugunlere geldigimizde ise dortmund tam istedigi seviyede degil ama yinede potansiyeli cok yuksek bir takım tek sorunu artık rakipleri dortmund'u cozmeye baslamıs olmaları artık taktiksel manada bir kac degişiklige gitmeleri sart gozukuyor...watzke'nın yaptıgı acıklama ise artık transferde pahalı raflara bakabilecek seviyeye geldikleri yonunde bakalım ilerleyen gunler neler gosterir bilinmez ama 17 yıllık bu hikaye uzerine cok sey yazılır cok sey soylenır ...