30 Aralık 2013 Pazartesi

OZZY HİT'S 2013 ...



OZİ HİT'S 2013  yıllardır artık gelenek haline geldi , geride bıraktıgımız  yılın en iyi en populer sarkılarını listelemeye calıstım ...

yalnız sunu en basta acıkca belirteyim , bu yıl muzik pıyasası cok sonuk geldi bana git gide eski havasını kaybediyor sanki ...

1- JUSTIN TİMBERLAKE- MİRRORS 





2- EMİNEM feat RİHANNA - THE MONSTER





3- PİNK feat NATE RUESS - GİVE ME A REASON



4- AVİCİİ - WAKE ME UP




5- SWEDİSH HOUSE MAFİA - DONT YOU WORRY CHİLD





6- MACKLEMORE & RYAN LEWİS feat RAY DALTON - CAN'T HOLD US 





7- CALVİN HARRİS feat ELLİE GOULDİNG - I NEED YOUR LOVE





8- TİNNİE TEMPAH feat  ELLA EYRE - SOMEDAY





9- DAFT PUNK feat PHARELL WİLLAMS -GET LUCKY





10- 2 CHAİNZ feat WİZ KHALİFA - WE OWN IT





11- JAY-Z feat JUSTIN TİMBERLAKE - HOLLY GRAİL



12- LORDE -ROYALS





13- MADCON feat KELLY ROWLAND - ONE LİFE





2014 'de daha guzel sarkıları listelemek uzere  ....
                   
                                                                                  To Be Countinued :)

28 Aralık 2013 Cumartesi

TEK BİR TAKIMA GONÜL VERMİŞ EFSANE FUTBOLCULAR...

Futbol oyunu britanya adasında ilk kez kesfedilip oynanmaya baslandıktan , günümüze gelene kadar endüstriyel bir yapıya donustu ...milyar euro'ların dondugu bu yapıda duygusallık bir tarafa atıldı , artık dunya futbol piyasasında tek gercek vardı profesyonellik ...ben alacagım paraya bakarım arkadas zihniyeti beraberinde duygusuz oyunları getirsede biz 90 kusagındakiler en azından gercek dunya yıldızlarını izleme fırsatı bulduk diye dusunuyorum ,bir ronaldo bir zidane bir beckham bir inzaghi ,bir sheva bir raul bir ruud van nisterroy  bir roy makkay oyle hemen unutulacak isimler degildi ...

Ama bazı isimler vardı ki  aidiat duygusunu sonuna kadar yasayan , yasatan isimler , bugune kadar yalnızca tek bir takımın renklerine gonul vermiş efsane  isimleri anlatmaya calısıcam sizlere ...

şoyle kabaca bir liste yapıcak olursak, tabiki dunya futbol tarihine gecmiş cok onemli  isimler var ama ben izleyebildiklerimi sizlerle paylasmak isterim 2000'li  yıllara damga vurmus isimler olucak dogal olarak bu listede...bir cogu onlarca transfer teklifini milyonlarca euroyu reddeden cok buyuk isimler ..

FRANCESCO TOTTİ - ROMA



Boyle bir liste yapılıyorsa eger listenın kesinlikle en basına yazılacak isim francesco totti'dir ... Roma imparatorlugundan sonra roma sehrinın gordugu en guclu figurlerden biri ...roma formasını 20 yıldır aralıksız her sezon terleten bir isim , 2010 altın ayak odulu sahibi ,bu forma altında 230 gole imzasını atmıs tam bir efsane ...şahsen dunyanın en iyi ofansif ortasahalarından biri , bir ara real madridin kapısından donsede yinede milyon euroları bi tarafa itip kat ve kat fazlasını kazanabilecegi sartlar varken  belkide yarı fiyatına romada kalmayı tercih etmiş biri gerci suan yıllık 8.6 milyon euro kazanıyor Roma klubunden   , şu sıralar 37 yasında olan totti , 3 yıl daha roma formasını giymeyi planlıyor 40 yas totti icin emeklilik adına  ideal bir yas olsa gerek ...


GİANLUİGİ BUFFON - JUVENTUS



İtalyanlardan basladık madem  listelemeye buffon'u pas gecmek olmaz tabiki ,peşinen soyleyim şu donemde en iyi 3 kaleciden birisidir kanaatimce bayern munihli neuer ile birincilik ile ikincilik arasından gidip gidip geliyorlar ...Parma altyapısında yetişmiş bir isim 98 -2001 yılları arası parmada gorev yapan buffon 2001 yılının transfer doneminde yanlıs hatırlamıyorsam 32 milyon euro civarında bir ucret karsılıgında juventusa gecmişti ...bu fiyat onu dunyanın en pahalı kalecisi konumuna getirmişti,bu rekor hala da kırılamadı diye biliyorum  ikinci sıradada manuel neuer var  27 milyon euro ile...neyse konumuza tekrardan donersek 2001 yılında giydigi siyah beyazlı formayı bugune kadar hic cıkartmadı  buffon juventus kume dustugu sezon  takımın dagıldıgı en kotu durumlarda bile o juve yi hic bir zamanyalnız  bırakmadı ....hatırlayın o gunleri juventusun muthiş bir kadrosu vardı kume dustugu haberi duyuldugu an fabio capello istifa etti ardından ibrahimovicler,emersonlar,cannavarolar,vieralar ve bir suru isim takımdan ayrıldı ...ardından buffon nedved del piero uclusunden nedved'ın yaptıgı  futbolcular gider adamlar kalır konusması tarihe gecen bir konusmadır ...buffonun kalitesine kimsenın soyleyebilecegi bir şey yok italya milli takımı ile juventus ile yaptıkları ortada ama  işte bu tur vefalı  ornek davranısları onu efsaneler arasına sokuyor ...


ALESSANDRO DEL PİERO - JUVENTUS



Buffon icin soylediklerin aynı sekilde del piero icinde gecerlidir...o italya futboluna ismini altın harflerle yazdıran gercek bir star , 93 yılında giymeye basladıgı juve formasını 2012 yılına kadar sırtından cıkartmadı , fakat juventus ona son doneminde gerekli vefayı gostermedigı kanaatindeyim cok guzel ihtişamlı bir jubileyi fazlasıyla hakediyordu ...teknık direktor conte nın yuzunden suan avustralyada fc sydney forması giysede o hala juveli del piero benım icin...

peki del piero kimdir derseniz ?

juventus tarihinin en golcu oyuncusu derim ,
italya futbolunun serbest vurustan en cok gol atan oyuncusudur derim ,
juventusun bu 20 yıllık donemde kazandıgı 8 serie a sampiyonlugunun en buyuk yapı taslarından birisidir derim,
97 ve 98 senelerinde sampiyonlar ligi gol kralı olmustur derim
2002 avrupa yılın futbolcusu odulu kazanmıstır derim
2007 altın ayak odullu muthiş bir sag ayagı var derim
yani kısaca Alessandro Del Piero icin tam bir fenomendir derim...

 ,italya milli takıınında da az buz işler yapmadı alessandro 91 kez formasını giydigi italya milli takım forması altında buyuk basarılar yakalamıs dunya kupalarında avrupa kupalarında finaller kupalar gormus  bir isim heleki 2006 daki almanya macında attıgı bir gol varki belkide italyanlara kupayı getiren goldu o gol...

STEVEN GERARD - LİVERPOOL






Steven gerard ingiltere futbolunun gelmiş gecmiş en buyuk futbolcularından birisi ,Kop tribunlerinin 1 numarası , kırmızı beyazlı forma ile 450 den fazla maca cıkan gercek bir kaptan ...Bir kez Fifa yılın futbolcusu odulu sahibi ,3 kez ingilterenın en degerli oyuncusu odulu sahibi ,uefa kupası ve sampiyonlar ligi kupasını kaldırmıs gercekten efsanevi bir isim canlı olarak izledigim en iyi orta saha oyuncusu diyebilirim simdilerde eski formundan cok uzak olsada gerard her zaman gerard dır ...dunyanın en iyi 8 numarasıdır...


İKER CASİLLAS - REAL MADRİD




17 yasında daha cocukken o formayı giymeye basladı casillas ve raul ikilisi ,kolay degildi ekonomik bakımdan dunyanın en zengin klubunde 17 yasında banko oynamak ama o gunlerden bugunlere gonulden "Hala Madrid " diyebilen ender isimlerden birisidir kendisi  ,İspanya milli takımının kaptanı ve  raul ve guti den sonra real madrid de kaptanlıgı alan iker  şu sıralar kalesinin tek sahibi olamasada yinede cok buyuk bir isim ispanya adına real madrid adına...


RYAN GİGGS - MANCHESTER UNİTED




Manchester city altyapısında oynarken alex fergusonun evine kadar gidip ikna ettigi bir futbolcu ..1990 yılıılnda baslayan manu kariyeri hala devam etmekte kolay degil ust duzel bir ligde 23 sene aralıksız oynamak ..bu sezon son bu sezon son diye diye 40 yasına geldi yaslı kurt yine bu sezon sozlesmesi bitiyor,tabi sozlesme boyle isimlerde ne kadar onemli oda ayrı tabi ...soyle ozetleyim alex fergusonun manu da ne kadar basarısı varsa ryan giggs'in de hepsinin  altında imzası vardır ...bu arada dogal olarak sampiyonlar liginin en cok forma giyen oyuncusudur kendileri ...

XAVİ HERNANES - BARCELONA



Futbola henuz 11 yasında la masia da baslayan xavi o gun bugun bordo mavi formayı giyiyor ...barcanın uyguladıgı sistem olan tiki taka sisteminin işlemesini saglayan en onemli unsurudur xavi ..By Pas olarak bilinen usta ayak bugune kadar golleriyle degil asistleriyle konusulmustur ...50 den fazla futbolcuya 200 den fazla asist yapmıs bir isim bu muthiş bir rakam gercekten yani futbol zekası cok ust seviyede bir isim ..şu sıralar 33 yasında daha da yolu var gibi gozukuyor ...

CARLES PUYOL -BARCELONA 




Şimdi sıra savascı bir isimde bugune kadar gordugum en iyi 3 defans oyuncusundan biri xavi gibi oda la massia dan cıkmıs bir yetenek bugune kadar 400 e yakın maca cıkmıs barca formasıyla sayısız kupalar kazanıs gercek bir kapatan ...saf katalan oldugu icin bu yuzden barca taraftarında onun yeri cok ama cok farklı ...

MASSİMO AMBROSSİNİ - AC. MİLAN 




Bu listede olmasına sasırabilirsiniz belki cok buyuk bir yıldız degilde ama 15 yıl formasını giydigi milan takımının dinamosuydu adeta gattuso ambrossini pirlo uclusu uzun yıllar basarılara sahip olan bir orta saha kurgusu yaratmıslardı milanda ve milli takımda ...mac icinde ambrossini'nin durdugunu gormek neredeyse imkansızdı...

GARY NEVİLLE - MANCHESTER UNİTED 




Manchester united ve milli takımda yıllarca sag bek sorununu ortadan kaldırmıs bir isim ,tam bir istikrar abidesi 19 yıllık kariyerinde  400 mac manchester united'da 85 mac milli takımda muthiş rakamlar bunlar muthiş   ...onunde eric cantona david beckham cristiano ronaldo gibi hucumcu oyuncuların oynamasına ragmen defansif anlamda sorun yasatmazdı takımına hic bir zaman  ...hane simdiki bekler on taraftakiler yardıma gelmiyor diye yakınıyorlarya işte neville zamanında boyle seyler yoktu bilirlerdiki arkaları saglam ...

PAUL SCHOLES - MANCHESTER UNİTED



ryan giggs gibi gary neville gibi oda ferguson yonetiminin en onemli yapıtaslarından birisiydi... 20 yıla yakın formasını giydi kırmızı seytanların 497 mac 107 golluk bir performansı mevcut  ...

aslında fergusonun basarısının en onemli faktorleriydi bu isimler takım oyuncusundan cok takımı sahiplenmişlerdi ve gercekten 2000 lere damsasını vuran bir manu izlettiler bizlere ...

JAVİER ZANETTİ - İNTER



1973 dogumlu bugunlerde tam 40 yasında olan zanetti hala interde kaptanlıgını devam ettiriyor ..550 civarı bir maca cıkmıslıgı var zanettinin inter formasıyla sadece seria a da gerisini siz dusunun artık ... futbolu basit oynayan tipik bir sag bek goruntusu cızer yıllardır zanetti ama zaten onemli olanıda futbolu basit oynamak degilmi ...bu arada arjantin milli takımının bugune kadar gelmiş gecmiş en fazla forma giyen oyuncusudur...

PAOLO MALDİNİ - MİLAN 



Veteran futbolcu tanımına yeni bir boyut getiren efsanevi bir isimdir maldini ...41 yasında emekli olup ,kırmızı siyahlı milan formasını aralıksız 25 yıl terletip bu surecte  toplamda 877 maca cıkmıstır...buna milli takım kariyerinide ekledigimiz zaman 1000 e yakın bir rakam ortaya cıkıyor ki gercekten kırılması zor bir rekor gerceklestirmesi zor bir olay ..maldini ve milan hikayesini dahada ilgi cekici hale getirecek olan ise babası cesare ile oglu christian'ın milan forması giymiş olmaları ...uc kusak milanlılar yani :)


DANİELE DE ROSSİ - ROMA



Yani bir takım kursam biri bana o yetkiyi verse merkezi ortasaha yani defansıf orta saha olarak listeme dahil edecegim ilk isimlerden birisi daniele de rossi olur  ... romanın orta sahasını ayakta tutan bir savascı o , tottinin golgesinde kalsada oda roma klubunu hic bir kosulda terketmeyenler arasındayerini almıstır, (gerci yılda 10 milyon euro ya yakın bir ucret alıyor roma klubunden )...  bugune kadar 300 e yakın maca cıkmıs roma formasıyla de rossi ...italya milli takımında ise 90 maca cıkmıs ...son olarakda adamın ismi cok  fena yaa daniele de rossi muthiş bir kafiye muthiş bir uyum :)




ilk anda aklıma gelen isimler bu sekilde tabiki unuttugum onlarca isimler var suan biliyorum onlarıda ikinci bolume sakladım  ...




27 Aralık 2013 Cuma

Beşiktaş'tan Dortmund yaratmak ...


Beşiktaş ,beşiktaşlıların dinmek bilmeyen kanayan yarası ...beşiktaslılara gulmeyi haram sayan bir yonetimin eseridir  bu tablo ilk yarı sonunda liderle suan 9 puan pazar gunu galip geldigi an 12 puan fark ...oyle kolay kolay hazmedilir yenilir yutulur bir fark degil...

Şimdi gelelim esas meseleye beşiktas yonetimi ne yapmak istedigini bilmiyor ...beşiktasın formasının oldugu yerde herzman sampiyonluga oynar sozu maalesef buyuk bir palavradan ibaret şu sıralar  ..yonetim bir şeye karar vericek ya kısa vadede basarıya sampiyonluga oynayan bir takım yaratıcak ,yada genc dinamik isimlerle ucuz ama çalıskan disiplinli basarıya ac bir ekip yaratmak istegi yani kısacası borusia dortmund modeli ..o modelide gectigimiz gunlerde detaylı bir sekilde anlatmıstım oyle 6 ayda olucak iş degildir oo ...

Beşiktaş'ta yapılmak istenen proje bu ise bunun medyaya, taraftarlara, genel kurul uyelerine dogru bir şekilde anlatılmadıgı gorusundeyim ...neden cunku beşiktaştan sampiyon bir takım gibi oynanması isteniyor su donemde fenerbahce ile galatasaray ile kıyaslama yapılıyor ki bu cok ama cok yanlıs ...cunku beşiktasın min 2 yada 3 seneye ihtiyacı var ...bilic kafamdaki projenın hocası diyorsan resme genel hatlarıyla bakıcaksın gunluk anlık sonuclara bakmadan elestrilere aldırıs etmeden yoluna devam ediceksin ...tabi bunun icin birazda yurek lazım :=) bilic'in de bu tarz bir teknik direktor oldugunu da dusunmuyorum buda benım gorusum ...

Sistemin işleyiş sekli bu olmalı ,bu sistem dogrudur demiyorum ama boyle bir prıje varsa aklında yapılısı budur ...Fanatik bir beşiktaslı olarakda bu sistemi şahsen destekledigim soylenemez turkiye sevincleride huzunleride ust sınırlarda yasayan bir ulke 3 yıl olumsuz giden bir beşiktas takımın basında 4. yıl basarılar gelicek diye bir insan barınamaz barınmamalı dunyada da bu modeli uygulayabilen cok az sayıda klupler var yani kısacası dortmund olmaktansa bayern munih olmayı tercih ederim ...

hersey bir yana cok net bir sorum olucak ..o sezon basındaki ilk 4 haftadaki beşiktasa ne oldu cidden yaa ?



21 Aralık 2013 Cumartesi

YOK ARTIK STALLONE !!! THE EXPENDABLES 3 ...



Bugune  kadar onlarca yuzlerce belkide binlerce film izlemişimdir hesaplamalarıma gore iki bin cıvarında dolanıyorum suan  ...cok iyi oyuncuların aynı filmde bulustugu filmleri hepimiz az cok hatırlarız işte şunlar oynuyor bunlar oynuyor deriz zaman zaman  ama bunun bir ust sınırı vardır tamam kadro muhtesemdir fakat bazende asırı yıldız yuklemesi  senaryo acısından sıkıntılı bir durumdur yıldızları izlerken bir anda filmin ritmi bozulur ve ne oldugunu anlayamadan film bitmiş olur ,izleyeciler bazen o  kadrolardan beklediklerinı bir turlu bulamazlar ,futbol tabiriyle konusucak olursak nasıl ki  bir takımda 11 tane messi aynı anda oynayamassa  aynı sekilde filmlerdede ust duzey yıldızların oynaması bazen balans ayarını bozabilir ...konuya elestrilsel girdigimin farkındayım birazdan baya baya ovucem cunku ,kendimle de celişiyor olabilirim ama bu kadroya da insanın bişey soylemesi  gelmiyor ,bu kadar ust duzey oyuncular bir filme toplanmıs yemişim senaryosunu gorsel efektini parkta oturup cekirdek cıtlatsınlar 2 saat boyunca onuda izleriz yani sıkıntı yok ....

sonunda  gelicegim konu ise hollywood allstar team diye isimlendirdigim Sylvester Stallone onderligindeki  The Expendables serisi ...bugun itibarıyle serinin 3. filminin fragmanı yayınladı soyle son guncellenmiş kadroya bir baktım oyle kaldım normal şartlarda kadro ilk olarak 2010 yılında  boyle start vermişti beyazperdeye ;

Sylvester Stallone
Jason Statham
Jet Lee
Dolph Lundgren
Mickey Raurke
Brucce Wills
Arnold Schwarzenger
....



Ardından 2012 yılında serinin ikinci filmi geldi ana kadro yıne aynıydı  fakat bu sefer yeni eklenen isimler cok etkileyiciydi ayrıca ilk filmde pek fazla gozukmeyen brucee wills ve arnold schwarzenger ikilisi bu sefer filmin daha da icinde yer almıslardı serinin ikinci filminde kadroya dahil olanlar ise  ;

Chuck Norris
Jean Claude Van Damme
Liam Hemsworth,

film artık farklı bir boyuta gecip kendi hayran kitlesini olusturup  seriye donustu gişede beklenen basarıyı bir turlu saglayamasada bundan boyle Stallone artık egosunu tatmın ediyor diye dusunuyorum  ,filmin konusu kurgusu gorseli, efektleri ,senaryonun akıcılıgı filmin işleyişi iyi kotu orası ayrı bir konu ama yadsınamaz bir gercek varki  her ne olursa olsun bu filmler tarihe geciyor ,stallone adeta  ben yaparsan en kralını yaparım  der gibi,bundan 10 yıl yada 20 yıl sonra belkide bu filmler hatırlanıp aynı bizim suan dedigimiz  gibi ne kadroymus be arkadas diyeceklerini hissediyor onun icin ugrasıyor ...

gelelim bugunlere serinin 3.Filminin fragmanını bugun gordum ve daha sonra bu yazıyı yazmaya karar verdim ,şoyle ifade edeyim yukarıda yazdıgım isimlere  son filmde eşlik edecek isimler ;


Antonio Banderas
Harrison Ford
Mell Gibson
Wesley Snipes

yani fazlada yoruma gerek yok aslında ustatlar en iyisinı yapar gibime geliyor ...


filmde tabiki eleştrilecek bir cok konu var fakat işin ilginc yani bu super kadroda hic aktristin bulunmaması , cok buyuk eksiklik bence şimdi bir catherine zeta jones, bir charlize theron bir angelina jolie bir sandra bullock olsa kotu mu olur yani :=)

buda serinin ikinci filmi hakkındaki yazım  gecen surede gorusum pek degişmemiş ...

http://ozifff.blogspot.com/2012/08/dunyann-tartsmasz-en-iyi-kadrosu.html


 Dunyanın gelmiş gecmiş en iyi oyuncu kadrosuna sahip filmini izlemek icin 8 ay bekliyecegiz maalesef agustos ayında gosterime giriyor ...

benden bu kadar ustatlara saygılarımı sunuyor ve noktamı koyuyorum .



 

20 Aralık 2013 Cuma

Gelecegin Adele'si "Ella Eyre "


bu yazıyı kayıtlara gecsin diye yazıyorum 3 yıl sonrasının yeni Adele'lini goruyorum dinliyorum simdiden...

 2013 'un son demlerinde tanıstım aslında bu şahane sesle sonra kim bu acaba filan derken biraz arastırdım ki google ve wikipedia saolsun  "Ella Eyre" adında 1994 dogumlu bir ingiliz kız cıktı karsıma ,neyse biyografik bilgileri bir tarafa bırakırsak ...

3 sarkısını dinleyerek bu yorumları yapıyorum , eger bu sarkılarda dinledigim ses katkısız saf birşekilde kendi sesiyse eger ki akustik versiyonlarında canlı performanslarıda oldukca iyi duruyordu  ,üc yada dört yıl sonrasının adele'sini simdiden dinliyormus olucam  ...

adele ve emeli sande karısımı ,muthiş bir ses harika bir ses kontrolu var dogru produktorlerle calıstıgı an bir dunya starı potansiyeli haliyle fazlasıyla mevcut...

demiştimya bu yazıyı bilerek kayıtlara gecsin diye yazıyorum belli mi olur belki ilerde lazım olur ...







11 Aralık 2013 Çarşamba

T.T Arena'nın zemini yine yeniden sınıfta kaldı ...


bu yazıda sizleri teknık konularla biraz sıkıcam ama benım meslegim bu sonucta bir iki sey soylemesem olmaz en azından aklınızın bir tarafında kalır bu bilgiler diye dusunuyorum ...

malumunuz kar istanbulu iki gundur esir almıs durumda , İstanbula ilk defa kar yagmıyor tabi bunu hepimiz biliyoruz ama , benım gelicegim nokta dun aksam oynanan galatasaray juventus macındaki o bitap haldeki zemin ...

İstanbul Üniversitesi Orman Fakultesinden mezun olmus biri olarak cim alan bakımı derslerini de gormuslugumuz vardı tabiki  halihazırda az cok cimlerden anlarım , az cok diyorum cunku cimlerden anlamak biraz tecrube işi ...birde turkiyede bi yalan var onada deginmeden gecmeyim  lutfen cimlere basmayınız diye ...cimler sizlerin bildigi kadar hassas bitkiler degildir bu parklara veya stadlara bahcelere serilen cimler zaten karısım oldugundan darbelere dayanıklıkdırlar o yuzden uzerine basılmak icin dikilir ...yani o uyarıları dikkate almayınız :)

gelelim esas konumuza son teknolojiye gore yapılmıs 2011 model son sistem bir stadyum zemını ne yazıkki bu hallere dusmemeli .sorun ne olursa olsun bunun bir acıklaması yok ...bizim hocalarımızında onay verdigi drenaj projesi ve uygulaması gecen sene yine bu zamanlarda  sampiyonlar ligi platformunda cluj macında sınıfta kalmıstı resmen zemın ustunde kucuk caplı havuzlar olusmustu ...onu maddonna konserine baglamıslardı o gunlerde ama bence alakası bile  yoktu tabi ...ardından gs yonetimi drenajı bastan sona  degistirdi aynı sekilde  cimleride degistirdi dogal olarak kısın yapıldıgı icin kok salması zordu o gunlerde  fakat uzerinden zamanda gecse  tt arenanın cimleri bir turlu tabiri yerindeyse kaymak gibi olmamıstı ...

dun yasanan tablo da tam bir rezillik 15 dakika kar yagdı zemın perişan halde alttan isitması varmı yokmu kimi var diyor  kimi yok hatta dogalgaz hattı olmadıgı icin calısmadıgı soylentileri var eger bu soylentiler dogru ise iş daha da kotu boyutta demektir ..

neymiş efendim stadın catısı yapılmamıs mıs ... ustu kapansa bu hallere dusmezmişler ... dunyadaki kluplerin hangisinin sahasının ustu kapalı acaba onu merak ediyorum  ... nou camp,vestfallen,allianz arena,old trafford,stamford bridge,guiseppe meazza,juventus arena ,emirates stadyumu,bay arena bu saydıgım stadyumların iklim kosulları inanın bizlerden daha sert daha zorlu geciyor ...catıyı acılır kapanır yapmak maalesef care degil ...

 dunyaya bildigin rezil oluyoruz ... moskovada.kazanda.ingilterede,almanyada ,danimarkada isvecte norvecte maclar cok dogal bir şekilde oynanabiliyorsa buda bizim ayıbımız kimse kusura bakmasın ...bakın gorun uefa 1 aya kalmaz yenı sezon icin ekip gonderip inceleticek zaten bu incelemeler yapılıyor fakat tt arena mimlendi artık bi kerebu incelemeler daha sık yapılabilir....

dun hakeme cok elestriler vardı fakat adam haklıydı pilot kameradan mac  oynanabilir gozuksede yakın planda berbat bir zemınde 15 cm lik cukurlar olsumus balcık haline donusmutu o zemın  bide ustune kar temizleme calısmaları adı altında tahta levhalar devreye girince cimler iyice kendinden gecip beni bi rahat bırakmadınız der gibi bırakmıslardı kendilerini ...

şunu soyleyim o zemin ilk yarıyı kapattmı maalesef subattan once toparlanması cok zor gibi gozukuyor...

peki neden hep tt arena'da sorun oluyor?

ilk basta stadyumun fiziksel konumu yanlıs bence ,planlamada ilk once kaba ınsaata onem verilip cim alan ikinci plana atılmıs ...

stadyum zemıni gunes almıyor yaa bundan otesi yok ... ruzgar dengesi, nem oranı , sonucta ormanın icinde sayılır, drenaj sistemınde mı yoksa zemının altındaki vejetetasyonundamı sorun var orasını bilemıcem ..fakat teshis konulup tedaviye acilen baslanmalı baslanmalı...



kucuk bir not : beşiktas yonetimi de insaallah  bu goruntulerden ders cıkartmıslardır ,vodafone arena dunyanın akıllı stadlarından biri olucak deniyor fakat zemını bu hallere dusmemeli ,beşiktasın yeni projesininde en buyuk sorunlarından biri catı kaplaması gibi duruyor gunesi gecirebilen bi maddeden olusuyormus cimlerin yanma olasılıgı cok yuksek ona bir care bulunması gerek diye dusunuyorum ...





8 Aralık 2013 Pazar

Küllerinden Dogan Bir Takım : Borussia Dortmund ...


Düstükleri yerden efsanevi sekilde ayaga kalkan bir takımın bir ekolün hikayesini anlatmaya calısıcam  bugun sizlere ,şu sıralar  herkesin dilinde  Borussia Dortmund'un basarısı fakat bugunlere gelinirken neler yasandı neler işte detaylar ;

Borussia Dortmund Almanyanın tartısmasız en iyi üç klubunden biri Bayern Munihin karsında durabilen bir ekol borrusia nın tarihsel yonune pek girmek istemiyorum burda benım ilgimi ceken yasadıkları yasattıkları "Feda" ile cıkılan yolda ulasılan zaferler ... evet biz beşiktaşlıların gecen sene dilimizden dusurmedigimiz bir sozcuk " FEDA"...Feda olayının ne oldugu nasıl olabileceginin kanıtını dortmund yasattı herkese aslında , oyuzden konuya baslamak icin 1997 senesine gidiyoruz ...

1997 yılının mayıs ayında Borussia Dortmund italyan devi Juventus ile ezeli rakibi Bayern Munihin stadı olan  munih olimpiyat stadında sampiyonlar ligi final macına kozlarını paylasmıstı ...Haliyle bayern munih belki birazda schalke taraftarları haric tum almanya dortmund ekibinin kazanmasını istiyordu ,ozamanlar bayern munihin menajerligini yapan şimdiki baskanı Uli Hoeness'in juventusun golunde bir juventus taraftarı gibi sevindigi hala hafızalardaki yerini korurken .herseye ragmen dortmund sampiyonluga ulasmayı basarmıs ezeli rakibinin stadında kupayı almıs munih sehrinde sampiyonluk turları atmıs tarihinin en buyuk zaferini elde etmeyi basarmıstı ...

28 mayıs 1997 tüm dunyaya ders olması gereken hikaye işte  bu tarihte baslıyordu...Avrupanın en buyuk kupasını muzelerine gotururken kasalarından sadece 1.8 milyon euro transfer harcaması cıkmıstı...sadece bir kupadan daha fazlasıydı Borusssia Dortmund icin altyapı sayesinde kupalara ambargo koyan bir takım haline donusmuslerdi ...

fakat o gunler cabuk gecti ,kendi cıkarttıkları yıldızları ellerinde tutamamaya basladılar ki bu durum  dortmundun mihenk taşlarının yerinden oynaması demekti omurgası bir bir eksilerek bozuluyordu bir sene sonra transfere tam 75 milyon Euro para harcayıp gereksiz isimleri kadrosuna katan dortmund ekibi istedigi oyunu bir turlu oynayamıyor transferlere bir yenısı bir yenısı bir yenısı daha eklenıyordu ...aynı yıldırım demiroren yonetimindeki beşiktas gibi Borussia dortmundun bir kere ritmi bozulmustu son buhrandan once taraftarların sevindigi yıl 2001 yılıydı ligde Leverkuse'ın 1 puan onunde sampiyon olunmus avrupanın 2 numaralı kupasın olan uefa kupasında ise finale cıkılılmıstı...işte kara bulutlar bugunden sonra dortmund bolgesinde daha cok gorunmeye baslayacaktı ...

Harcanan paraların sponsorluk anlasmaları ve sportif basarı sayesinde geri gelegegini dusunen Borussia Dortmund yonetimi aradıklarını bulamıyor ve 2002'de başlayan  kriz giderek  buyuyordu ... Tehlike çanlarının çalmasına ragmen akıllanmayan yonetim o donemde 15 milyon euro'ya evanilson , 8 milyon euro ya frings 'i renklerine baglayıp bu kotu gidişatı dahada hızlandırıyordu ... Bu kotu gidişatta stadını satmak zorunda kalan dortmund neredeyse 190 milyon euroluk borcla iflas noktasına  geliyordu ... İşin icinden cıkılmaz hale gelince baskan yonetim kurulu menarjerleri ile birlikte toptan istifa etmek zorunda kalıyorlardı dortmund taraftarları ise 8 yıl once zafer sarhoslugu yasarken 8 yıl sonra haber bultenlerinde iflas eden takımın taraftarları olarak uzuntu icindeydiler ... karabulutlar dortmund sehrinin ustunu tamamen kaplamıstı artık ...

Dortmund cok zor gunler geciriyordu artık lisans cıkartamama durumuna kadar dusmuslerdi 97 deki finalde juventusu destekleyen munihin menajeri Uli Hoeness 2005 de Borussia dortmunda yardım elini uzatan ilk isim oldu ve faizsiz kosulsuz 2 milyon euro luk bir yardımı  ile dortmund o gunlerde lisans iptalinde kurtulmustu...


Hans Joachim Watzke


Reinhard Rauball borussia Dortmundun yeni baskanlıgına secilmişti ilk hamlesi ise Hans Joachim Watzke'yi futbolun basına getirmesi olmustu ...Bu karardan sonra dortmund'da hic birsey eskisi gibi olmıyacaktı olmadıda zaten ...Watzke teşhisi koymustu radikal kararlar almaya baslamıstı ilk acıklaması ise : Küçülüyoruz...

vee dediklerini de yaptılar mali tablo yavas yavas duzeliyordu temlikler bir bir kalkıyordu fakat dortmund gibi bir takım ligi 13. 9. 6. sırada bitirmesi kabul edilemez bir durumdu bu yuzden thomas doll ile yollarını ayıran yonetim yerine mainz'da muthiş işler basaran  futbol akademisi mezunu Jurgen Kloop ile anlasmaya vardı ...2013 yılındaki basarının temelleri 2008 yılında atılmaya baslanmıstı...Jurgen kloop ve ekibi Hans Joachim Watzke ile birlesip bir fikir ortaya attılar ,bir plan,bir program yaptılar ...kagıt ustunde bu planları yapmak kolaydı fakat bunu uygulamaya gecirmek ise gercekten zordu hemde cok zor...

Jurgen Klopp


klubu mali acıdan duzluge cıkaran watzke artık sportif basarının gelmesi gerektiginin farkındaydı ve uygulamaya gecti ...klopp ile muthiş bir kontak kurup işe basladılar...


Jurgen klopp goreve gelir gelmez teşhisi koyup takımın kimligini bastan asagı degiştirme kararı aldı adeta takımın icini bosalttı ...Robet Kovac , mladen petric , steven pienaar gibi  yıldız gorunumundeki iş yapmayan yuksek ucrette ne kadar futbolcu varsa hepsini teker teker gonderdi ...

fakat klopp'un elinde sihirli degnek yoktu tabi ,düşük maliyetli genc yetenekleri klube kazandırmaya basladı o donemde odenen en yuksek bonservis ucreti 4.5 milyon euro ile subotic'e aitti eski takımı mainz'dan getirmişti ...ardından bu tarz transferler devam etti 2 milyona santana ,schmelzer bedelsiz gelmişti ..dortmund kloop'un geldigi  ilk sezonu 6.sırada tamamlamıstı ama taraftarların ınancı tamdı biliyorlardı basarının gelecegini sonuclar umurlarında bile degildi ...bir sonraki sezonda yani 2009-2010 sezonunda  da aynı sekilde düşük maliyetli transfer poitikası devam etti 4.2 milyon euro ya barrios ve hummels o sezonun dortmund adına en maliyetli isimleri oldu ...1.5 milyon euro' ya lass bendler ile anlasıldı altyapıdan ilkay ve gotze ise a takıma goz kırpıyordu ...o sezonda da dortmund basaıyı saglayamamıstı bu sefer bir basamak yukselerek ligi 5. sırada tamamladılar ...



vee artık bu kadar cefa cekildikten sonra basarı gelmesi lazımdı ...2010 -2011 sezonu dogru proje ve dogru yonetimle basarının gelebilecegini tum dunyaya gosterdigi bir sezon oldu ...kullerinden dogan dortmund yine aynı politikayı izleyerek o donemdeki en yuksek maliyetini 4.75 milyon euro ile Robert Lewandowksi den yana kullandı , japonyadan kimsenın tanımadıgı bilmedigi shinji kagawa 350 bin euro yetiştirme bedeli ile dortmundun yolunu tutmustu 2 sezon sonra o kagawa 22 milyon euro karsılıgında manchester united'a transfer oldu ...nuri şahin gelişimini tamamladı ,mario gotze alman futbolunun messi si olarak lanse edilerek paf takımdan A takıma cıkartıldı artık taslar yerli yerine oturmustu ...veee şampiyonluk sonunda geldi bayern munihe 10 bayern leverkusen'e ise 7 puan fark atarak liderligini ilan etti sarı siyahlı ekip ...bu şampiyonluk bir şampiyonluktan cok daha fazlasıydı ,bu inancın sabrın dogru yapılanmanın oduluydu...

bir sonraki sezon kloop ve ekibinin işi daha da zordu bu basarının tesadufen gelmedigini herkese gostermeleri gerekecekti ,fakat sezona bir suprizle basladılar 10 milyon euro karsılıgında nuri şahin real madrid'in yolunu tutmustu sampiyon sezonun en degerli oyuncusu secilen Nuri Şahin'in ayrılısı bi cok kişiye gore dortmund'un sisteminin cokusu demekti fakat kloop kimsenın goremedigi isimleri onceden gormesiyle mushur olmus bir teknık adam ayrıca  cok zeki bir isim oldugunu bir kez daha gosterdi İlkay Gundogan ve Perisic takıma monte edildi ilk baslarda herkesin bir tereddutu vardı fakat zaman gectikce takım daha savascı daha tempolu oynamaya alıstı...Dortmund bu sezonda basarısının tesaduf olmadıgı gostererek 81 puanla rekor kırarak sampiyonlugunu ilan etti ...ardından almanya lig kupası finalinde bayern munihe 5 gol atarak kupanın sahibi oldu ...

Almanya'da işlem tamamdı şimdi sıra Avrupaya gelmişti... dortmund 2012-2013 sezonunun basında politkasını bir seferligine bozarak Marco Reus'u 17 milyon euro yaa transfer etti artık hedef sampiyonlar ligi sampiyonluguydu ...lig ikinci plana atıldı dortmund'da ...Bu iki sene icinde Bayern munih adeta ligden silinmişti 2012-2013 sezonu basında jupp heynckes ve ekibi işin ciddiyetinin farkına vardılar işleri cok zordu hatasız oynamaları gerekliydi ve onlarda oyle yaptılar bayern munihi o sene kimse tutamıyordu barcelona real madrid bile karsılarında duramıyordu ki dortmund'da duramadı ...

Dortmund'un hedefi avrupa demişti ölum grubuna dusmusleridi o grubu lider tamamladılar ,ardından schaktar,malaga ve real madridi saf dısı bırakıp 16 yıl sonra tekrardan sampiyonlar ligi finalindeydiler ...Rakipleri ise durdurulamayan ezeli rakibi Bayern Munih'ti...

ardından maclar devam ederken mario gotze'nın 39 milyon euro karsılıgında bayern munihe transfer oldugu haberleri donmeye baslandı herkes soktaydı işin dogrulugu her iki takımdan da onaylanmıstı ...yarı final macı oncesi gotze westfallen'e polis kontrolu ile gelebilmişti...kloop acıklama bile yapmıyordu cok sinirliydi dortmund'a ancak bu sekilde bir kotuluk yapılabilirdi ve onuda altyapısından yetiştigi gotze yapmıstı ...final macında sakatlıgı yuzunden oynayamayan gotze boylece finalde kim kazansa evinecek bir isim haline donmustu ...



vee beklenen mac baslamıstı tecrubeli bir takımdı bayern munih tecrubesinı ortaya koydu dortmund bildigimiz gibiydi 45 ile 70 arası baskıyı arttırdı cok iyi oynamaya basladı fakat son dakikalarda sahneye cıkan Arjen Robben dortmund'un hayallerini bitiren golu atıı ve dortmund'lu taraftarlar ruyadan boylece uyanmıs oldu ...

bugunlere geldigimizde ise dortmund tam istedigi seviyede degil ama yinede potansiyeli cok yuksek bir takım tek sorunu artık rakipleri dortmund'u cozmeye baslamıs olmaları artık taktiksel manada bir kac degişiklige gitmeleri sart gozukuyor...watzke'nın yaptıgı acıklama ise artık transferde pahalı raflara bakabilecek seviyeye geldikleri yonunde bakalım ilerleyen gunler neler gosterir bilinmez ama 17 yıllık bu hikaye uzerine cok sey yazılır cok sey soylenır ...










30 Kasım 2013 Cumartesi

olmadı bilic bu hic olmadı ...


bir derbi dusunun pozisyonları bol ,golleri bol, hakem hataları bol, kartları bol...fubol adına ne yasanması gerekiyorsa bugun kadıkoyde iki takımda onu bizlere yasattı ...tesekkur filan etmicem tabiki besiktasdan baskasına tesekkur etmem ben beşiktasım puan kaybetmiş futbol cok guzel olsa ne olur olmasa ne olur...

mac cok hızlı basladı , taktiksel manaada  saha parselizasyonu olarak cok dagınık bi goruntu veriyordu Besiktas  fakat aksine iyi basladı maca gol geldi hemen macın basında olcaydan cok sık bir gol attı , devamında pozisyonu olmayan fener emenikenın ayagından beraberligi yakaladı ...30. dak veee meireles cıktı sahneye , velinin sol ust adelesine gaddarca basıp kırmızı kart gordu cok dogru karar....mac ortada devam ederken fener baskısını arttırdı ve alper'in pasında defansın arkasına sarkan emenike sow'a alda at dedi durum 2-1 e geldi ...dever sonuna yaklasırken  besiktas yavastan fener kalesine yuklenmeye basladı veli nin ara pasında almeida topla bulustu kaleci volkan ile karsı karsıya kalmıstı ama  bu konuda sorunlu bir futbolcudur fakat sol ayagının dısıyla tek vurusla golunu yapmayı basardı 2-2 ye gelmişti skor tam devre bitti derken yine almeida cıktı sahneye mermi gibi bir sut cıkarttı ki doksana gitti o top cıkartılması imkansızdı beşiktas boylece devreye 3-2 onde girmişti ...

veee ikinci yarı basladı fakat baslamaz olaydı fener tek kaleye cevirdi macı pozisyonlar sayılmayan goller havada ucusuyordu hakemde ruzgarın yonunden gitmeye karar verince necip'in bir kırmızı kartı varki inanılmaz ama biliyoruz biz hakemin kım oldugunu nasıl eyyam yapabildigini bedel odetmeyi sevdigini o yuzdden alıstık biz bu kararlara ...devamında gidişat dahada kotuye gitti  beşiktasın iyice gardı dustu dustu dustu fener denedi denedi denedi vee sonunda 80 kusurde kuyt ile golu buldu 3-3... bu dakikaya kadar bilic hic ama hic bir sey yapmadı yapamadı ...mac bu skorla bitti ...

veee gelelim beşiktasa ilk once fernandes diye yıldız bozması seref yoksunu bir adam var bizde vede bu adam macta yuruyerek 90 dak. sahada kaldı yazıklar olsun bilice ...şahsen arkasına bakmadan gonderirim ulkesinemi nereye olursa artık ...yani herkes fernandes kalacakmi gidecekmi diye merak ediyor ...şunu cok net soyleyim fernandes coktan gitmiş bile nereye gittigini bilmiyorum yalnız bu maca gelmedigi kesin ...

beşiktasımın en buyuk sıkıntısı futbol zekası iyi olmayan oyunculardan kurulu bir takımız cok sacma sapan hereketler yapan futbolcularımız mevcut ...3-2 galipsin rakip 10 kısı oyunu tutamıyorsun agırlını koyamıyorsun iki top cevirip oyunu sogutamıyorsun ...devre arasında ne yapıp edip yuksek futbol zekası olan futbolcular alınmalıdır bu takıma..


son iki yıldır Beşiktasın en buyuk problemi oyunu tutup  skoru koruyamamak ve bir fazlasını aramamak ...bu degişirse bir cok sey degişir bence ...

tolga ikinci yarı muthiş oynadı yedigi ilk golde hatası olmasına ragmen iyi mac cıkarttır ...

 gelelim beraberligimiz asıl net tek mimarına slaven bilice ...bugun resmen oda bizler gibi macı seyretti fener bangır bangır geliyordu gol geliyorum diyordu fakat bilic bey tek bir hamle dahi yapamadı ...

herzman diyorum bilic taktiksel olarak cok ama cok zayıf bir isim ...oyunu okuması , genel kadroyu maximum verimle kullanamama saha icin hamleleri filan cok zayıf...acıkcası ikinci sınıf bir teknik direktor oldugunu dusunuyorum ...bugun cok net anladım abi senin orjini ortasaha olan bir adamın var atiba diye onu gidiyorsun sol bek oynatıyorsun yedeginde orjini solbek bir isim oturturuyorsun motta diye , yururen fernandesi oyunda tutup gokhanı oyunun dısına alıyorsun ,ondan sonrada skordan memnunum yok yaaa ..

11'e 10 bu kadar mahkum oynanan bir takımı hic birsey yapmadan seyretmek ,kaybetmeye terketmektir...

 mactan sonra birde  memnunnum diye acıklamaya yapıyor ... ben bir beşiktas taraftarı olarak rakip 60 dak. 10 kişi oynuyorken  ayrıca ondeyken alınmıs 1 puandan kimse kusura bakmasın memnun falan degilim ...beşiktasın 2.yarı oynadıgı oyunu kabul etmemiz mumkun degil yok oyle bir dunya ..

fenerliler hakem hakem diye aglııyor fener kehine tek bir hatası vardı mustafa pektemek pozisyonu net penaltı ... beşiktaslıyız diye gormezden gelmeyiz biz onlar gibi ... fenerin attıgı ilk gol net ofsayt, ikinci gol kuyt'ın tolgaya mudahalesi var oda net faul...dedigim gibi mustafanın pozisyonu penaltı ama hakem atladı ... beşiktas adına ise necip'ın atılması yanlıs karar , alves de atılmalıydı mesela oguzhanın aganına kasten net bir sekilde basıyor hakem cesaret edemedi diyelim ...emenıke nın kafası kırmızı agır olurdu ...

Son sozum de spor toto yaa iddaa da verdiginiz o ,  1.45 lik oran bi yerinize kacmamıstır insallah...




24 Kasım 2013 Pazar

The Return ... Derrick Rose donusu muhtesem olmadı ...


The Return Adidas baslatmıstı bu kampanyayı 1 yıl kadar once rose icin basketbolu sevenler icin anlamlı bir kelime haline donusmustu oylede oldu ...ne zman donuyor ,ha dondu ha donucek muhabbeti ekim 2013 itibari ile son bulmustu devamında ise ....!!! finali en basında yapmayalım devamını da okuyun bi zahmet ...

Derrick Rose 2010 ların en iyilerinden biri o gercek bir star  3 kez allstar secilen 2011 ın mvp si , basketbol oyunculugunun tum gereksinimlerini ustunde barındıran bir yetenek ...

chicago bulls hakkında bir iki sey yazılıcaksa eger bunun ana maddesi dogal olarak  derrick rose olmalı bulls'u draft edildikten sonra tek basına resmen seviye atlatatanda oydu son ıkı yılda geriye gitmesine sebeb olan da o...

iste bazı isimler tek basına takımdır ya hane kobe gibi carmelo gibi futbolda alex gibi işte rose da onlardan biri  o varsa bulls da var o yok sa bulls da yok...

ne zaman donuyor  muhabbeti artık son bulmustu Rose tum ihtişamıyla geri donmustu ...

fakat Rose dun gece yine sakatlandı makus kaderi pesini bırakmıyor ...aynı brendon roy'u bırakmadıgı gibi ... suanki durumları cok benziyor geriye dondugumuz zaman olaylar aynı sankı  derrick rose un brandon royun yolundan gitmemesi lazım  boyle bir yetenegi boyle bir starı erken yasta izlemeden maruz kalmamız lazım oyle olursa cidden yazık olur gercekten yazık olur  ...

bundan tam bir bucuk yıl once sol dizinin bagları kopmustu ameliyat fizyoterapi kondisyon filan derken tamı tamına bir bucuk yıl beklemişti parkelere donebilmek icin bulls'un 1 numarası chicago ahalisinin prensi  ,sonunda donmustu lige cok da iyi basladı bıraktıgımız ozledigimi derrick rose 'du mvp ,mvp gibi geri donmustu full konsantre bi şekilde cok formda girdi lige ... fakat parkelere doneli daha bir ay bile olmadan bu sefer diger dizi esnedi en azından izlerken oyle gordum ki bu konuda uzman biriyimdir aynı sekilde benımde ilk sol ardından sag dizimden rahatsızlanmıstım rose ile kaderimiz birmiş diyelim...

yapılan acıklamalar olayın kucuk bir sey olmadıgı yonunde bu sefer baglarda degil menuskus yırtıgı denıyor ama tam teshis icin erken tabi mınımum ocak ayına kadar yok gibi hatta normal sezonu bile kacırabilir...

eger kotu senaryo gerceklesirse buyuk ihtimal bulls yonetimi kadroyu dagıtır  2 yıldır bu yapılanmayı bekliyorlardı rose icin ha geldi ha gelicek diye fakat geldi ama cok kısa surdu artık sabır etmeyip kadroyu dagıtmak en mantıklısı olucak bulls icin ...

en son bu kadar uzulduugum aklımda kalan sakatlık orjin brezilyalı ronaldonun inter formasıyla  uzun sureli sakatlıktan cıktıktan sonra ilk macında tekrardan sakatlanması vardı o geldi bi an aklıma






3 Kasım 2013 Pazar

HAYAT ZOR BEŞİKTAŞ'LI OLMAK DAHA DA ZOR ...



beşiktas her gecen gun kan kaybediyor maalesef buda benım canımı cok ama cok sıkıyor...

hersene hersene aynı filmi seyretmekten cidden sıkıldım artık ...

halbuki hersey cok iyi baslamıstı kimsenın beklemedigi sekilde icerde dısarda maclarını kazanarak baslayan beşiktasda ilk 4 mac ruya gibiydi adeta gunler gecti milli maclar filan oynandı o ve galatasaray macı geldi cattı... Ataturk olimpiyat stadında tarihe gecilecek bir mac bizleri bekliyordu turk spor tarihinin bir macta en cok seyirci ile izlenen macı olacaktı herkes bu ana konsantre oldu fakat macı bir cogumuz unuttu galatasaray formsuz geliyor beşiktas kadro sıkıntısına ragmen favori gosteriliyordu filan falan zaten hepimiz olayları biliyoruz beşiktas yenıldi provekotorler sahaya girdi ki onların beşiktaslı olduklarını dusunmuyorum hakem macı tatil etti ve beşiktas sucsuz yere 4 mac ceza yedi ayrıca teknık direktorumuz slaven bilic ise 3 mac ile cezalandırıldı ...işte beşiktas icin ruya bu macla sona erdi uykudan uyandı ardarda puan kayıpları gelmeye baslandı galatasaray macı da dahil olmak uzere 1 galibiyet 2 maglubiyet 3 beraberlik alarak toplamda 12 puan kaybetti boylelikle lider fenerbahcenın 7 puan gerisine dustu...

peki en onemli soru bu 6 haftalık periyotta ne oldu beşiktasa ?

bilic ne yazıkkı kotu durumlardan yonettigi takımları bir turlu cıkartamıyor ki bunun son ornegini lokomatif moskova da yasadık 12 maclık bi seri yakalamıstı negatif anlamda bizde ona dogru gidiyor...

skor kotu giderken hamle yapmakta yetersiz bir isim oldugunu dusunuyorum 13 tane futbolcusu var digerlerını adeta yok sayıyor her mac farklı takımlara aynı hamleler aynı hamleler bu sonucları kacınılmaz kılıyor...

bilic istanbula geldiginde de soylemiştim tweetlerim hala mevcuttur maalesef ama maalesef bilic taktisyen olarak cok zayıf bir isimdi ama yoklukta anlasıldı karizması goz onunde bulunduruldu falan filan ...

yani kısacası beşiktasa gol lazımken forvet cıkatıp yerine forvet alan bir hoca benım gozumde hoca filan degildir dicem agır olucak vasat bir teknıkdirektordur...

senın rakiplerin aynı takımlara 4 er forvetle cıkarken sen hala almeidayı alıp yerine eneramoyu koyuyorsan tek suclu hocadır ...

gelelim futbolcu grubuna bir tane ortada wesley snipes  kılıgında dolasan yıldız bozması bir futbolcu var alemlerin adamı fernandes diye  ...

sergen yalcın herzman diyordu inanmıyorduk fernandes yıldız filan degil diye bugunden itibaren fernandes beşiktasın lider oyuncusu olmamalı ...

kısacası valencia gibi koklu bir klup "ben oyunun kaderini her zman degiştirebilecek biriyim " diyen bir futbolcuyu hayatta bırakmazdı kimse kusura bakmasın ..

bu adam biide beşiktastan yeni sezonda yıllık 4 milyon  euro garanti para istiyor hahahaha mesut ozilin 7  milyon aldıgı bi yerde fernandese 4 milyon vermek salaklıktan baska birsey degildir..

almeida hakkında yorum bile yapmam ben onu futbolcu yapan kişinin lisansını iptal etmek lazım ..


11 ın banko isimleri veli olcay serdar ersan gibi futbol zekası kıt oyuncularla 4 hafta gidiliyormus demekki yalnız bunları alın futbol degilde beşiktasın atletizim bolumune yerlestirin olimpiyatlarda madalyayı zorlarlar ...

bu kadro teknık ekibi futbolcusu sportif direktoru baskanı taraftarı stadyumu ile sampiyon olabilecek bir kadro degilmiş 10 hafta sonunda bunu anladık ...


beşiktasta oyle bir revizyon yapılacakki tas tas ustunde kalmıyacak sekide ,boyle yumusak gecişlerle degil kimsenın gozunun yasına bakılmadan bir revizyon yapılması  sart gibi gozukuyor ... enınde sonunda 2004 de dortmundun yaptıgını bizde yapıcaz yapmamız gerek yoksa bu takımdan ne koy olur ne kasaba ...


yani biz beşiktaslılar yıllardır acı cekiyoruz baslıkda dedigim gibi hayat zaten zor ama beşiktaslı olmak daha zor bee ...

hep derim hayatımızı tanımlar su cumle "Bizim çocuklugumuz Valerenga macının ilk yarısı gibidir , gencligimiz ise ikinci yarısı "





15 Ekim 2013 Salı

"Jobs" diye yazılıp "Apple" diye okunan vasat bir film....




"Jobs" apple 'ın kurucusu steve jobs'un hayat hikayesini ele alan biyografik bir yapım ... acıkcası cok buyuk beklentilerle izledim filmi cunku muthiş bir yasam hikayesi vardı ortada olaya neresinden bakarsak bakalım steve jobs'un yasadıkları yasattıkları unutulmaz duygulardı ,fakat filmin  beklentilerimi karsıladıgı soylenemez ...

 icinde basarı oykusu ,sıfırdan kazanma icgudusu,aldatılma,hırs,kalleslik,ihanet,intikam, bulunan  mukemmel bir hikaye  ancak bu kadar kotu ele alınabilirdi, aslında yakın zamanda ele alınan biyografik yapımlar oldukca basarılıydılar fakat , math witeley'ın kaleme aldıgı Joshua micheal stern ın yonettigi film kesinlikle sınıfta kaldı ..neden mi ?

biyografik yapımlarda onemli olan o kişinin tum yonlerini izleyiciyle bulusturmaktır diye dusunuyorum ,jobs filminde hersey havada kalmıs sanki yonetmen 3 saatlik bi cekim yapmıs ardından 2. sınıf bir montaj elemanını yanına alarak yarım saatte hazırlanmıs film edasında olmus en azından bize gecen duygu bu yonde ... steve jobsun hayatını hic bilmeyen bir insan bu filmi izledikten sonrada hic birsey bilmemeye devam eder , yok yok belki apple yonetiminin jobs a attıgı kazıgı unutumayabilirler ..

yani filmde cok soru isareti var anlasılmayan kareler bir hayli fazla bu kareler sonunda birlesince bir kaos olusuyor tabi yani kısaca , steve jobs'un okulu nicin terkettiginı  kimse bilmiyor...  sonraa mesela kızını nasıl kabullendigi filan oldu bittiye getirilmiş , mesela   Microsoft’un Macintosh işletim sistemini kopyalaması saniyelerle anlatılmış, bu sekilde bir suru olay daha var , baglantılar yani kurgulama felaket seviyesinde kotu , filmin işleyisi ise cok agır ,teknolojik urun gosterimi cok cok az teknolijilk urun gosterimi derken sonucta apple dan bahsediyoruz ... bla bla bla diye devam eder bu liste ...

Jobs’ın bitmek bilmeyen hırsı ve inanılmaz egosu film gerçekçi olacak diye gaddarca işlenmiş. Bu karaktere sahip olmasının yanında insani yönlerinin hiç işlenmemiş olması çok acımasızca.

filmin adı bir kere jobs degil apple olmalıymıs o konuda anlasalım  film direk apple ın nasıl ortaya cıkması uzerine kurulmus bence  ..., 70 lerle 2000 yılının basları ele alınmıs halbuki steve jobs un tekrardan apple sirketinin basına gectigi ve  apple ın ipod ,imac,itunes,ipad,ve iphone  ile patlama yaptıgı 2005 den sonrasına hic ama hic deginilmemiş...

heee bide jobs'un pixar ve disney ile olan ortaklıgından hic bahsedilmemekte  oda cok buyuk bir eksiklik ...

mouse olayı var bide mouse yi bilgisayarlarda kullanan ilk işletim sistemi mac'lerde mevcuttu grafik kullanıcı arayuzlu bilgisayarlar ilk macintosh'larda vardı yani steve jobs olmasaydı belkide mause yi yada bilgisayarları bu seviyede bu sekilde  kullanamayacaktık ,vee anlıyacagınız uzere bu filmde bu olayada deginilmemiş :)

bu arada Ashton Kutcher' ın oyunculuguna lafım yok cok iyi oynamıs oyununu jobs'a benzerligi bir kenara karaktere yansıttıgı orjinal tavirlar hal ve hareketler cok basarılıydı  ...

kucuk bir not ile bitireyim biyografik yapımları seviyorsanız sizde benım gibi ,42,moneyball, ve senna filmlerini oneririm ...




29 Eylül 2013 Pazar

Bir İtalyan Şıklıgı : Roberto Mancini ...



bu ortamda galatasaray hakkında pek yorum bulamassınız fakat yeni hocaları mancini hakkında bir iki sey yazmak istedim...

bir cok isim dondu durdu piyasada jupp heynckes,marcelo bielsa,roberto di matteo,dick advocat filan falan sahsen bielsayı gozumu kırpmadan getirirdim fakat gs yonetiminin bakıs acısı farklı biraz yani bielsa da fatih terim karakterinde biriydi sonunda karar verildi telefon edilince cevap verebilecek bir isim ile anlasıldı ...

Roberto Mancini italyanların son donemde yetiştirdigi en onemli 3-4 teknık adamdan birisi  ...saha icindeki durusu hal ve hareketleri karizması tipik italyan şıklıgı ile kendini dunyaya janti biri olarak  tanıtan onemli bir isim bir marka ...

fiziksel olarak 10 numara CV si pek basarılarla dolu gibi durmuyor istikrarı ise eh iştee ...

peki taknık taktik olarak kotu bir hoca mı ? kesinlikle hayır , ee ozman peki iyi hocamı kesinlikle hayır...mancini ye dunya futbol piyasasının bakıs acısı bu ..ne yaptıgını yada yapabilecegini anlamıs degiliz ...

italyanları mourinho su olabilecek kabiliyette teknık donanıma sahip biri ama yaptıgı basıt hatalar onun kariyerinde dususe gecmesine sebeb oldu ,en dogru tabir ile egosu biraz fazla diyelim ..

2003 deen beri yonettigi takımların maclarını az cok izleme takip etme sansım olmustur  fakat şu 10 yıllık donemde nasıl bir futbol oynattıgı yada oynatmak istedigini anlamıs degilim ..

mancini en iyi donemini de lazio da gecirdi sahsen besiktasda ozamanlar lucescu vardı iyi futbol oynadıgımız donemlerdi ve ozmanlar iki yıl ust uste lazio ile eslesmiştik ve ikisinde de bizi elemeyi basarmıslardı ,macininin lazio su cok kuvvetli bi takımdı tabi claudio lopezler stankovic ler filan cok can yakıyorlardı...

ardından inter'e transfer oldu ,ve italyadaki şike olayları patlak verdi moratti ve mancini de bunu cok iyi kullanıp milan ve juventusun olmadıgı bir ligi cok net domine ettiler hemde 3 yıl boyunca ,fakat klubun sahibi morattiyi artık yerel basarılar kesmemeye baslayınca mancininın ekibide şampiyonlar liginde liverpool a elenince kovmak zorunda kaldı ,ardından mourinho ggeldi ve 2010 da şampiyonlar ligi sampiyonlugunu getirdi ..mancini her ne kadar benım kurdugu kadro şampiyonlar ligi sampiyonu oldu desede tarih jose mourinhoyu yazdı...

işsiz kalan mancininın adı bir ara donadoni'den bosalan italya milli takım  teknık direktorlugune gecsede cesare prandelli federasyonun secimi olmustu ..

hemen sonrasında 2009 yılı gibiydi sanırsam arap sermayesinin satıl aldıgı manhester city mark hugles'i kovup yerine Roberto Manciniyi getirmişti...

city yonetimi manciniye acık cek vermişlerdi adeta  fakat tek sartları vardı premier lig sampiyonlugu ve avrupada kazanılabilecek bir kupa ...interde yapamadıgını city de yapabilecekmiydi ,herzman kendini mourinhonun rakibi olarak gormustu onu gecebilecekmiydi o fırsat elindeydi yalnızca sıfırdan bir takım kuracaktı ...bu 3 yıllık seruvende tam 286 milyon sterlin yani 340 milyon euro yani 934 milyon TL  para harcattı city'e mancini kimi isterse alındı avrupanın en iyi isimleri birer birer city nın yolunu tutuyordu fakat bu harcanan paranın karsılıgı sadece 1 premier lig sampiyonlugu ve FA cup yani federasyon kupası zaferiydi ..sonuc boyle olunca mancininin kovulması artık kesin gibiydi yanlıs hatırlamıyorsam 27 milyon euro ya yakın birde tazminat aldı araplardan ...

vee son durak istanbul ...bundan sonrası ne olur bilinmez galatasarayı cok iyi yerlerede cıkartabilir cok kotu yerlerede dusurup tazminatını alıp kacabilir...

turkiye standartlarının cok ustunde bir ucretle yıllık 5 miyon euro + bonuslar buyuk para cok buyuk para ...ve yardımcıları 6 tane yardımcısı oldugu biliniyor hepsini getirrirmi bilemicem ...

Mancini'yi GS'ye almak, Hiddink'i Milli Takım'a, Del Bosque'yi BJK'ye ve Aragones'i FB'ye almaktan çok daha kötü sonuçlar doğurabilir...galatasarayın sonucta saglıklı bir mali yapısı yok gibi 600 miyona yakın bir borc telafuz ediliyor olumsuz bir durumda iflasın esigine gelebilirler ..

şahsi fikrim fatih terim i kovup manciniyi getirmek , mourinho yu kovup ancelottiyi getirmek, jupp heyckesi kovup (her ne kadar kovulmasada ) pep guardiolayı getirmek  gibi yani aptallıktan baska bir sey degil...


28 Eylül 2013 Cumartesi

the hunger games "catching fire" yanında muthiş bir soundtrack albumu ile birlikte 22 kasımda vizyonda ...



1990 dogumlu guzeller guzeli oscarlı yıldız jennifer lawrence'ı dunya capında une kavusturan yapımların basında gelen suzanne collins in romanından uyarlanan  hunger games serisi ikinci filmi olan the hunger games catching fire turkiyede 22 kasımda vızyonda...



 serinin 3. filmide 2 bolum olarak 2014 ve 2015 de vizyonda olması bekleniyor ...

filmin yonetmenligini ise" ı am legend" 'in yonetmeni francis lawrance ustlenıyor..

vee gelelim iddali bir sekilde hazırlanan filmin album niteligindeki soundtrackine ,  "The Hunger Games: Catching Fire Original Motion Picture Soundtrack" albümde yer alacak olan şarkıların isimleri açıklandı. Christina Aguilera, Ellie Goulding, Imagine Dragons, Coldplay, Sia gibi başarılı isimlerin şarkı seslendirdiği albüm 19 Kasım'da satışa sunulacak.

acıklanan album listesi ise su sekilde ...

1. “Atlas” — Coldplay2. “Silhouettes” — Of Monsters and Men
3. “Elastic Heart” — Sia (ft. The Weeknd & Diplo)
4. “Lean” — The National
5. “We Remain” — Christina Aguilera
6. “Devil May Cry” — The Weeknd
7. “Who We Are” — Imagine Dragons
8. “Everybody Wants To Rule The World” — Lorde
9. “Gale Song” — The Lumineers
10. “Mirror” — Ellie Goulding
11. “Capital Letter” — Patti Smith
12. “Shooting Arrows At The Sky” — Santigold
13. “Place For Us” — Mikky Ekko
14. “Lights” — Phantogram
15. “Angel On Fire” — Antony and the Johnsons














23 Eylül 2013 Pazartesi

Beşiktaş'ın katledilişi bolum 3 ...



Dun aksam hersey cok ama cok  guzel baslamıstı ATATÜRK olimpiyat stadında , 1.lig tarihinin en cok seyirci ile izlenen macı unvanını aldı dunku derbi biletli olarak 76 binler oradaydı...tabi illegal yollarla girenlerde tespit edilmiş rahat bi 85 bin kişi vardı dun aksam olimpiyat stadında ,ee alısık degildi bizim koca stadımız misafirperverlik beklmek hemde bu kadar kişiyle beklemek pek kolay degildi onun icin ,yeri konumu ,parselizasyonu acısından cok cok zordu guvenligi saglamak ...neyse bu konuya daha sonra geliriz maca donelim biz ...

beşiktaslı oldugu idda edilen bu sezonun tartısılan hakemi fırat aydınus yonetecekti macı ...vee saatler 19:00'ı gosterdiginde dudugunu caldı ve tarihi derbi basladı ...o duduge kadar ne bir taskınlık ne bir kufur ne bir kotu bişey yoktu mac basladı ,gs hızlı bi giriş yaptı burakla birlikte ama hakem diye macı yonetmesi gerek kişi ufaktan ufaktan gs lehine duduklerini calmaya baslamıstı selcuk ozellikle 2 net faul aldıki oyle bir faul almak gercekten oyunculuk ister...taraftar hafiften işgillenmeye basladı ki bende o yonde sanki hakem maca baslarken talimatlı cıkmıstı bunu seyircide biz tv basındaki beşiktaslılarda cok net goruyorduk bjk bu macı almamalı zihniyeti yine işbasındaydı ,malumunuz gectigimiz yıllardada yasandıgı uzere beşiktas uzerinden senaryo yazmak ve uygulamak cok kolay hale geldi ,yensek 9 puan fark acılacak filan derken o durdurma politikası yine iş basındaydı ve gorevini layıgı ile yerine getirdi bence ...aynı gectigimiz sezon huseyin kocegin ve bulent yıldırımın  yaptıgı katliam gibi ...hatırlayın gecen sezonu buragın 85 de kendini yere atması sonucu verilen penaltı ile 3-3 olmustu o mac ...bi sezon oncesi eboue yi dovmeye inmedimi kapalıdan adam haksızda sayılmazdı hane o gun ayagı kaymasa gecirmişti o yumrugu keskede gecirseydi neyse bu olayların hepsi tesadufmu peki sizce ?

parayla sampiyonluk ne kadar kolay serefsizssin galatasaray diye adına sarkılar duzenlenmiş bir rakibe karsı oynarken o sarkıların neden yapıldıgını daha iyi anlasılıyor aslında ...

bu kıyım devam ederken ardından goller geldi serdarın ortasında almeida beşiktası 1-0 one geciren golu atmayı basardı ,zaman ilerledikce beşiktas baskısını arttırdı almeida fernandes ve gokhan tore ile net pozisyonlardan yararlanamadı ,devamında gs toparlandı burakla 2 net golden yararlanamadı devre bitti ...ikinci yarıda gs oyunun net hakimiydi drogba ard arda 2 tane gol yapınca besiktasın gardı iyice dustu ,hamle konusunda da sıkıntılı bir bench e sahip olan beşiktas bir seyler yapmaya calıssada faydalı olmadı mac bitti derken 90+2 de ki olay yasandı ...muslera zaman tuketmek adına numaradan topu taca atınca beşiktas direk basladı maca filan derken meloo meloo meloo diye bir futbol yavsagı diye tabir edilen bir oyuncu cıktı sahneye hakem o gazla haksız yere attı melo yu ardından basladı sov yapmaya ...vee ardından olaylar sahaya inenler inmeyenler filan derken mac tatil edildi ...bir sekilde beşiktasın yolu kesilmiş oldu hemde federasyon baskanı beşiktaslı iken hakemler birligi baskanı beşiktaslı iken macı yoneten hakem beşiktaslı iken , yani kısaca bunlar beşiktaslı ise ben degilim arkadas ...

gelelim sahaya inen taraftarlara bir kere sundan emininki onlar beşiktaslı filan degil ,hane yukarda belirtmiştim ya eboue yi dovmeye bi kac kişi ındi diye onlar işte bizden biriydi ama bunlar ,bi enteresandı sanki onceden tasarlanmıstı hersey ,zaten geclik spor  mudurlugunun de yaptıgı acıklama bu soylediklerimizi dogrularcasınaydı 3 kapı 8 turnike kırılık iptal edilmiş boylece sahaya giriş saglanmıs da arkadas bunları yapan kimdi neyin nesiydi swat ekibi degildi heralde ,madem bu olaylar biliniyordu o mac niye baslatıldı peki ,guvenligin saglanamadıgı bir ortamda o mac oynatılması dogrumuydu bunlar cevapsız sorular ???? 

kısacası guvenlık zaafiyeti beşiktasın magduriyeti olmustur...

dedimya beşiktas uzerinde oynanan oyunlar pek fazla sıklıkta olmaya basladı , birileri beşiktası bitirmek istedigi kesin ama beşiktas agır tastır agır...bu olaylar sadece kayadan toz alır o kadar ...

İşte  dunku mac her haliyle tarihe gectti ,iyi basladı ama bitmedi ne yazıkki dunku derbiden ne anladıysanız o dur işte fazla da yoruma gerek yok ...




15 Eylül 2013 Pazar

Beşiktas geliyor hemde gümbür gümbür geliyor !!! coming soon ...




"Gün gelicek Feda diye dalga gectiginiz Beşiktaş puan kaybetsin diye dua ediceksiniz " bu sozu yazın bi koseye lazım olucak cunku ...

Beşiktaş,hayatımın anlamlandıran olgulardan biri belkide en onemlisi ...biz beşiktaşlılar cok uzulduk cok cile cektik yıllardır ikinci sınıf muameleler gorduk 3. buyuk dediler kabul etmedik ,hakem hataları ile katledildik eywallah dedik  ,renki takılmayı seven medyamıza siyah ile beyazı sevdiremedik,olmadı bir turlu o maya tutmadı ne denediysek olmadı q7 ler geldi gutiler simao lar geldi gitti yine olmadı yine olmadı besiktaslıların yuzu bir turlu gulmedi ,ardından kartalın kanatlarını kırdılar 600 milyonluk borcu o kanatlar tasıyamaz oldu ve artık pes ediyorum dedi...beşiktasda kuculmeyi kabul etmişti milyonlarca taraftarı bu acı tabloyu elleri kolları baglı izliyordu , yıldız diye tabir edilen isimler bir bir ayrıldı ,ücüncü sınıf bir teknik adamla anlasıldı lige baslandı filan derken yine olmadı feda dedik eywallah ,bu surecte cok cefa cektik, ee bu cefalar sonucunda vedalarda yasandı dogal olarak veee artık sefasını surmenın zamanı gelmişti ...işte gelelim bu konuya :)

ilk olarak yapılmamısı yapıp eski bir beşiktaslı futbolcu degilde futbolu daha istatıstıki daha evrensel bilen bir antrenor yorumcu karısımı bir adam ile anlasıldı onder ozen beşiktaş futbol genel dırektorlugune getirildi ...yani kısacası futbolun patronu olmustu vee gun gecmeden ekonomik kosullar cercevesinde de hırvat teknık adam slaven bilic ile anlasıldı ...bilic ve beşiktas kulaga hos geliyordu bilici zaten hepimiz biliyorduk neyse lige baslamadan bir felsefe ortaya koydu bu ikili bilic ve onder ozen ikilisi neydi bu felsefe genc dinamik maliyeti dusuk futbolcuları tecrubeli bir kac isimle harmanlayarak bu sekilde  iskelet olusturup basarıya dogru yol almak kısacası avrupadaki ornegi ile borusia dortmund modeli gibi bir model di bu ...(borusia dortmund konusuna da yakın zamanda gelicem oo işler oyle kolay olmadı ordada onuda anlatıcam )

şimdi bizim turk halkıda , turk futbolcusu da  futbola duygusal yaklasıyorlar ,yani profesyonelligi on plana almıs birini getirince o maya bir turlu tutmuyo bunun orneklerini cok sık yasadık  , o yuzden beşiktasın hocası teknık taktikten cok medya yonetimi taraftar yonetimi ve futbolcu yonetiminde iyi ise turkiyede cok ekmek yer ,bilic de de bu meziyetler malumunuz uzre fazlasıyla var mesela fatih terimin milli takımdaki basarısı buna en guzel ornek aynı futbolcularla abdullah avcı niye basarısız oldu sizce ? turkiyede maalesef bu sistem işliyor..

motivasyon,guven,inanc,hırs,birazda korku,yani duygularla basarıya gidiyoruz biz ..

4 haftası bitti ligin beşiktastaki futbolcu toplulugu bilic'in otoritesine inanmıs guvenmiş durumda bundan sonrası ne olur bilinmez ama yeni gelen biri icin onemli bir unsur ...



degişim ise gecen sezon A mili takıma neredeyse kimseyi yollayamayan beşiktas bu sezon 6 isimi (gokhan tore,oguzhan,mustafa,olcay,tolga,ersan) gonderdi bu bir tesadufmu hayır , gun gelicek turk milli takımının omurgasını beşiktas olusturacak ozi demişti dersiniz..

kerim frei diye genc bir futbolcu alındı u 21 den her an a milli ye gecebilir...

ardından serdar kurtulus,ismail koybası necip uysal da milli takım oyuncuları ..

veli desek avuturya milli takımının banko oyuncusu belkide en iyisi ..

atiba,almeida,sivok zaten yıllardır ulkelerinin banko oyuncuları

yani kısaca 12,13 isim milli takım duzeyinde oynayan isimler şimdi niye bu konuya girdin demeyin milli takım demek ozguven demek biz turklerde ozguven ise yukarıda belirttigim gibi duygusal baglamda iki fazla ayak daha demek :)

beşiktas iyi bir jenerasyon yakaladı diye dusunuyorum gokhan tore,kerim frei,olcay,oguzhan,ersan,ismail koybası,pektemek uzun bir donem beşiktasa hızmet edebilirler...uzun zmandır boylesine genc rotasyonlu bir kadroyu turk takımlarında gormuyordum bu yabancı kıtlıgında beşiktasa artı deger katabilir ...

fakat bu yapılanmaya yakısmayacak isimlerde alınmadı degil mesela sezer ozturk 3 yıldır top ayagına degmemiş neredeyse sen niye alırsın ,mesela eneramo sakat adamı forvet diye transfer ediyorsun ,franco diye birini aldık daha goren yok...

beşiktasta hersey gunluk gulistanlık degil hala ve hala fernandes ve almeida nın alternatifi yok bu kadroda ,ikisi uzun donemli sakatlıga gırerse bu genc tecrubesiz  takım yolunu bulmakta cok ama cok zorlanır..bu beşiktasın cok buyuk eksikligi bence bu donem en azından bu kalibrede bir isim alınması lazımdı ..

şahsen bu yapılanmayı ilk gunlerde cok elestirmiştim ,hala da suphelerim var bu enerji bu tempo bitmez sakatlıklar olmaz insallah beşiktaş artık bişeyleri basarmalı bu sekilde yada baska sekilde farketmez artık bizleri mutlu etmeli yeter artık ,bu arada yeter demişken yeeeteeer ......:=)

şimdi gelelim bugunku bursa galibiyetine.. bursa ile beşiktas arasındaki macları bilirsiniz olum kalım duzeyinde gecer fakat bugun  beşiktas adına herkes ama herkes kusursuz oynadı 3-0 bitti cok net 6-0 olabilirdi verilmeyen kırmızı kart ve penaltıyıda koyarsak tarihi farkı kacırdık...

gecen hafta antepi yenmesi kolay gidin deplasmanda bursayı yeninde gorelim diyenleri merak ediyorum suan ,bursa da ne varki gidin galatasarayı yenin diyenlerde olucak olsunda galatarasay macı ne olursa olsun puan tablosu degişir sadece , bu yukarıda yazdıgım gercekler beşiktasın gercekleri ...

bu "bilinc"li degişim basarıya ulasırsa eger  turk futbolunda  beşiktas resmen darbe yapmıs olur bunu kabul etmek lazım ...

heee son olarak bu cok konusanlar olimpiyat stadı icinde konusuyorlardı demi 3 macta 150 bine yakın seyirci geldi ve gelmeye devam ediyor bu haftaki derbi kapalı gişe 80 bin kişiye oynanır sizde mactan sonra kapakları toplamaya gidersiniz umarım ...

parası olmayan hatta bir emenike bir bruma fiyatına tum takımı kuran beşiktas , stadı olmayan ve rakipleri tarafından misafir olarak kabul edilmeyen beşiktaş suan 4/4 yaparak liderlikte ...bir cok sey icin daha cok erken onu kabul edelim fakat gecen sezon yine bu sayfada kartalım elbet yuksekten ucucak demiştim yaaa bekleyin o gun geliyor coming soon ...






7 Eylül 2013 Cumartesi

dunyanın en guzel şehri bu onura sahip olmalı ...istanbul 2020'yi almalı...



2020 olimpiyat oyunlarının nerede gerceklestirilecegi oylama bugun sonuclanıyor...arjantinde İOC yetkililerince gerceklestirilen oylamanın soncları bu gece 11 sularında acıklanması bekleniyor..

İstanbul,Tokyo,Madrid  bakalım kazanan kim olucak...

şahsen madrid 'e verilecek diye dusunuyorum adamların lobisi cok saglam spor konusndada ciddi bir basarıları mevcut ,avrupa uyelerinin yarısını n aldıgı soylenıyor, biraz da benzer diller konusuldugu icin guney amerika ulkelerindende destek alınca madrid bir adım one cıkıyor...

fakat madrid halkı olimpiyatlara destegini gostermemiş anketler o yonde ,finans konusundada sıkıntıları oldugu asikar , tamam ulasım konaklama trafik  sorunu yok fakat madrid nufusu neredeyse istanbul nufusunun 4'de 1 'i kadar ...yani madrid sehir olarak istanbulun yanına bile yaklasamaz bu benim gorusum tabi ..96 barcelona olimpiyatlaınında ispanyada yapıldıgını varsayarsak ikinci bir defa ispanyaya verilmesi mantıksız ...

Tokyo kazanırsa bu yarısı onlaranda 3. olimpiyatlarını almıs  olacak fakat 1940 yılındaki 2.dunya savası yuzunden  yapılamamıstı tokyo daha sonra 64 yılında bir kez daha olimpiyatları yapmaya hak kazandı ,ardından gecen surede japonya teknolojik olarak cok gelişim gosterdi fakat tokyonun bu yarısta dezavantajı 2008 pekin olimpiyatları benzer cografyada gerceklesşti yani 2008 pekin den sonra yakın gelecekte bir daha asya kıtasına verilmesi mantıksız geliyor bana,ayrıca saglık sorunları hat safhada bu yakın gecmişteki depremden sonra radyoaktif sızıntıların minimizal seviyelerde bile olsa dogrulugu kanıtlanmıs , olimpiyat komitesi bu konuyu ele alıcaktır heralde ...

gelelim tası topragı altın olan İstanbula ,tabiki bizdede hersey gulluk gulistanlık degil ,ozellikle son gunlerde hic ama hic degil ...bircok konuda ozgur oldugumuz soylenemez  fakat olimpiyat oyunları bence siyaset ustu bir olgu 2020 yılında da  ne olacagımız belli bile degilken siyaset yapmanın manası yok ama herseyden ote  artık istanbul'a bu onur layık gorulmeli , yapılan projeler ,sunumlar ongoruler tahahutler oldukca tatmın edici gibi duruyor bundan once 4 kez daha aday olduk ve basaramadık  bu kez 5 .si olmasın bu olimpiyatlar istanbula gelsin ...

bu seviyede buyuk bir sehrin olimpiyat dunya kupaları avrupa kupası ev sahipligine abone olması lazım diye dusunuyorum  ...

peki olimpiyatların bir getirisi olucakmı dersenız ,ileriki yıllarda tesislesme adına evet yeni sporcular icin cok buyuk katkısı olucak fakat ekononik acıdan turist cekmesinin haricinde hic bir getirisi bulunmuyor..ki yapılan arastırmalar gosteriyor ki 96 atlanta ve 2000 sydney haricinde bu oyunlardan kar elde edebilen ulke bulunmuyor..hatta ve hatta bugunlerde yunanistanın iflas etmesinin sebebi de 2004 olimpiyatları olarak gosteriliyor...

Buyuk devletlerin veya Sehirlerin reklamı ,yok yok reklamı yanlıs oldu  ismininin tarihe verilmesi lazım tariihe gecmesi adına  ,bizler nasıl 96 atlanta 2000 sydney, 2004 atina ,2008 pekin ve 2012 londra yı hatırlıyorsak 2016 rio 2020 istanbul bu sekilde hatirlanacaktır ...

unutamadıgım kucuk bir not  2012 londra acılıs ve kapanıs seramonisi ise muhtesemdi , daha iyisinin yapılacagını zannetmiyorum onu da belirteyim ...

kısacası insallah istanbula gelir olimpiyatlar ama icimden madrid geciyor ...İOC icin en az risk madrid...en heyecan verici tokyo...en ideal ise  istanbul bakalım karar nasıl cıkıcak ...